Bilgiustam
Bilgiyi ustasından öğrenin

Siyaset Felsefesi Nedir ?

0 638

Siyaset Felsefesi Nedir ?Siyaset yaşamımızın büyük bir kısmını içine alsa da günlük hayatta genel anlamda siyasetin ne olduğu konusunda bir çok kişinin kalıp yargılarından ibaret bir siyaset bilgisi olduğu bilinmektedir. Siyaset bilim olarak ele alındığı gibi felsefe gibi düşünsel bir disiplinin de önemli konuları arasındadır.Felsefede bir alt dal olarak ele alınan siyaset felsefesi genel anlamda siyasetin ne olduğunu, iktidarın kaynağını ve ideal bir düzenin var olup olamayacağını sorgular.

Siyaset Felsefesinin Temel Soruları

İktidar kaynağını nereden alır?
Egemenlik biçimleri nelerdir?
Evrensel ideal düzen olabilir mi?
Ütopya nedir?
Düzen-karmaşa-ütopya nedir?
Devlet doğal bir kurum mudur?
Devlet yapay bir kurum mudur?

Siyaset Felsefesinin Temel Kavramları

Siyaset: Yönetimle ilgili olan her türlü durum ve kavram siyasetin alanına girer.

İktidar: Halkı yönetme gücüdür. Bu güç ise kaynağını halktan alabileceği gibi Tanrıdan da alabilir.

Yurttaş: Aynı topraklarda yaşayan, ortak kaderi paylaşan insan topluluğu, millettir.

İktidar Kaynağını Nereden Alır?

İktidarın kaynağını insan doğasından, dinden ve ortak iradeden olmak üzere 3 kaynaktan aldığı bilinmektedir. İnsan doğası gereği yönetilmek, korunmak ve ihtiyaçlarının giderilmesini ister. Bu nedenle bir iktidara ihtiyaç vardır.

İktidarın başa gelmesinde asıl unsurun din olduğu durumlarda ise, yönetme işinin Tanrı tarafından verildiğine ve kutsal bir görev olduğuna inanılır. Yönetme işi, babadan oğula geçer. Bizdeki kut anlayışı buna örnek olabilir.

İktidarın ortak iradeden geldiğini savunan görüş ise, halkın büyük bir çoğunluğunun tercih ettiği biri yönetme işini üstlenir ve halkı yönetir.

Siyaset Felsefesi Nedir ?Egemenlik Türleri:

1. Geleneksel Egemenlik: Yönetme işinde gelenek, görenek, töre gibi unsurların belirleyici olduğu durumlardır.

2. Karizmatik Egemenlik: Halkı oldukça büyük bir kitleyi harekete geçirecek düzeyde etkileyen birinin liderliğindeki yönetme işidir.

3.Yasal Egemenlik: Yönetimde yazılı kuralların bulunduğu ve halkın yönetecek kişiyi kendisinin seçtiği, azınlığın haklarının korunduğu yönetim şeklidir. Demokrasi yasal egemenliğe örnektir.

Ütopya Nedir?

Filozoflar tarafından tasarlanmış ve gerçek olmayan fakat gerçek olması istenilen hayali dünyadır. İdeal bir düzenin nasıl olması gerektiği sorusuna farklı yanıtlar arayan filozoflar tarafından yazılmışlardır. Campenella’nın güneş ülkesi, özgürlüğü ele alan ütopya örneğidir.

Karmaşa Nedir?

Karmaşa ise düzenin olmadığı ve insanların güvensiz bir ortamda yaşadığı, huzursuz olduğu aynı zamanda temel ihtiyaçların giderilemediği kaos ortamıdır.

Düzen Nedir?

Düzen ise karmaşanın tam karşıtıdır. İnsanların huzurlu ve mutlu olduğu, temel ihtiyaçlarının karşılandığı, bir arada güven içerisinde yaşadığı durumlardır.

Doğal Bir Kurum Olarak Devlet

Devlet kurumunun doğal bir sürecin uzantısı olduğu savunulur. Temsilcileri Aristoteles ve Platon’dur.
İnsan vücudu ile halkın, beyin ile devlet kurumunun paralel olduğunu savunur. Beyin nasıl vücudu yönlendiriyorsa, devlette halkı yönlendirir.
Bu nedenle halkın en zeki ve en ahlaklı kişilerinin iktidar olması halk için oldukça yararlı olacaktır. Aynı zamanda halkın en üst yeteneklilerinin yönetici, bir sonraki kesimin ordu ve daha sonrasının el işçisi olması gerektiği fikrini de savunmuşlardır.

Yapay Bir Kurum Olarak Devlet

Devletin belli bir anlaşma karşılığı insanlar tarafından oluşturulduğu savunulur. Temsilcileri Hobbes, Rousseau, ve J. Locke’dur.

Hobbes, ”insan insanın kurdudur” sözüyle insanların başıboş olduğunda birbirini yiyip bitireceklerini, sürekli savaş ve kaos ortamının olacağını savunmuştur. Bu nedenle devlet kurumu güvenlik ihtiyacından doğmuştur.

Rousseau’ ya göre ise, devlet kurumu insanların anlaşmazlık durumunu gidermek ve daha mutlu yaşamak için ortak bir sözleşmenin ürünüdür. Bu sözleşme ile iktidar elindeki gücü halkın yerine daha iyi kararlar almak ve halka destek olmak için kullanmalıdır.

J. Locke ise kişilerin özgür ve doğal durumundan çıkıp daha modern bir yaşama geçtikleri yapay bir kurumdur. Doğal durumda bireyler tamamen özgürdür. Fakat bu durum kuralların olmadığı anlamına gelmez tam tersine, doğal kurallar vardır. Devlet kurumunun varlığı ise,
bireylerin özel mülkiyetlerinin korunmasında, suçluların hukuk kurallarına uygun olarak cezalandırılmasında görevlidir.

Siyaset Felsefesi Nedir ?İdeal Düzen Mümkün Müdür?

Sofistler, nihilistler ve anarşistler ideal düzenin olamayacağını savunurlar. Sofistlere göre her bireyin yaşamdan ve devletten beklentisi aynı olmayacağı için bir kısım kişilerin mutlu olduğu durumda bazılarının mutsuz olması kaçınılmazdır. Nihilistler ve anarşistler ise kuralların bireyi sınırlanırdığını, bireyin özgür olması otoriteden uzak olması gerektiğini savunurlar.

İdeal düzenin mümkün olduğunu savunanlar ise;

Sosyalizm, toplumsal sınıfların olmadığı ve eşitliği sağlayarak ideal düzene kavuşulacağını, adalet çiler ise;herkesin eşit olmaması gerektiğini, insanların hak ettiği kadarını almasını, Liberaller ise bireyin asıl amacının özgürlük olduğunu ve ancak özgür ortamlarda ideal düzenin olabileceğini savunurlar.

Yazar:Soner Bahşi

Bunları da beğenebilirsin
Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu web sitesi deneyiminizi geliştirmek için çerezleri kullanır. Bununla iyi olduğunuzu varsayacağız, ancak isterseniz vazgeçebilirsiniz. Kabul etmek Mesajları Oku