İnternete erişim ile ilgili altyapı problemlerinin çözülmesi ve yeni nesil cihazların yaygınlaşması ile birlikte artık günümüzün büyük bir vaktini internette geçiriyoruz. İlk zamanlarda çoğunlukla eğlence amacıyla internete erişim sağlanırken zaman içerisinde kullanımının yaygınlaşması ve sunduğu pratiklik nedeniyle günlük yaşamımıza ilişkin işlemleri gerçekleştirdiğimiz yegâne mecra haline geldi.
Son dönem yapılan istatistiklere göre Türkiye nüfusunun %72’si internet kullanıcısı. Bunun yanı sıra nüfusumuzun %63’ü aktif sosyal medya kullanıcısı iken, %53 ise aktif mobil sosyal medya kullanıcısıdır.
Hal böyle olunca internet mecrasının etki alanının ne kadar büyük olduğunu kolayca görebiliriz.
İnternet kullanıcılarının etki alanının genişliğinden dolayı son dönemin en popüler yönelimlerinden biri de kişisel internet siteleri oluşturarak insanlara hitap etmektir. Tabi ki insanlara internet üzerinden ulaşmanın tek yolu internet sitesi oluşturmak değildir. Artık günümüzde sosyal medya platformları üzerinden milyonlarca kişiye ulaşmak da mümkündür. Ancak sosyal medyaya göre daha eski ve biraz da geleneksel bir yöntem olarak görülebilecek kişisel internet siteleri üzerinden bilgi paylaşımı yapmak ve hayata dair tecrübeleri paylaşmak da hala oldukça popülerdir.
Kişisel paylaşım yapılan internet sitelerine genel olarak blog ismi verilmektedir. weB-LOGin kelimelerinin kısaltmasından oluşan bir kelime olan blog, çoğunlukla bir kişinin hayatına veya ilgi alanlarına dair her şeyi paylaştığı internet siteleridir.
Bu yazımızda internet kullanım oranlarının bu denli yüksek olması nedeniyle yoğun ilgi gören blog sayfalarının iyi ve etkili olması için dikkat edilmesi gereken bazı noktalardan bahsedeceğiz. Dilerseniz başlayalım.
Öncelikle iyi bir alan adı seçilmelidir.
Bir blog sayfası oluşturmaya karar verildikten sonra yapılması gereken ilk şey, tabi ki o blog sayfasının isminin ne olacağıdır. Çoğunlukla kişisel blog sayfalarının isimlerinde blog yazarlarının isminden bir çağrışım veya doğrudan isim-soy isim şeklinde alan adlarının alındığı görülebilmektedir.
Özellikle hedefiniz büyükse ve bu işi gerçekten ciddi bir boyutta ele almaya karar verdiyseniz ilk başta blog sayfanız için seçeceğiniz alan adını çok iyi belirlemelisiniz. Bu nedenle, blog sayfanız için alan adı sorgulama ve yapacağınız paylaşımlara en uygun alan adını bulmak için henüz işin başında uzun bir mesai harcamanız gerekecektir.
Tabi ki alan adı almanın 50-60 TL civarında bir maliyeti olduğunu da unutmamak gerekir.
Doğru kitleye hitap ettiğinizden emin olun.
Alan adınızı doğru bir şekilde seçtikten sonra sayfanızı kurmak biraz teknik bir konudur. Bu noktada en çok tercih edilen pratik internet sitesi kurma aracı WordPress’tir. Bu yazımızda işin teknik kısmından çok fazla bahsedilmeyecektir.
Bir önceki maddede belirttiğimiz gibi blog sayfanızın içerikleri ile alakalı bir alan adı almak ne kadar önemliyse bu alan adının hitap ettiği kitleyi belirlemek ve sayfanın içeriklerini ona göre üretmek de o kadar önemlidir.
Blog sayfanızda paylaşacağınız içeriklerin hedeflediğiniz kitleye yönelik ve onların meraklarını giderecek ölçekte olmasını dikkate almak zorundasınız. Bu şekilde davranır ve alan adı seçiminizi de buna uygun olarak gerçekleştirirseniz sayfanıza olan ilginin yükseleceğini göreceksiniz.
Tabi ki bu noktada ne yazdığınız da çok önemlidir. Ancak ne yazdığınızdan ziyade kime yazdığınıza daha çok dikkat etmelisiniz.
Yazmanın gücüne güvenin.
Bir şeyleri yazarak paylaşmak ve hele ki bu işi internet üzerinden gerçekleştirmek dışarıdan kolay gibi görünebilir. Ancak, yazmak ve hele ki internet gibi dinamikleri normalden çok farklı olan bir ortam için yazmak, hiç de göründüğü kadar kolay değildir.
Dolayısıyla, kendi üslubunuzu oluşturana kadar belli bir zaman geçeceğinden emin olabilirsiniz. Ancak, her şeyde olduğu gibi blog sayfası içeriği üretmede de çalışmak kilit noktadır.
Bir diğer yandan da yazılarınızı düzenli bir şekilde sayfanıza aktardıktan sonra kitleniz genişledikçe yazarak bir şeyleri paylaşmanın ne kadar keyifli ve okuyucularınız ile aranızda ayrı bir bağ oluşturduğunu görebilirsiniz.
Ancak burada en çok dikkat edilmesi gereken nokta ise blog açmanın esas amacını asla para kazanmak olmaması gerektiğidir. Elbette ki blog sayfanız belli bir seviyeye geldikten sonra para kazanacaktır. Ancak ana amacınızın ve motivasyon kaynağınızın para kazanmak olmaması yaptığınız işi severek yapmanız, daha kaliteli sonuçlar almanızı sağlayacaktır.
Blog sayfanızdaki içerikleri uzmanlık alanınız doğrultusunda oluşturun.
Bugün dünyanın her yerinde yayın yapan milyonlarca blog sayfası mevcut. Sadece ülkemiz nezdinde güncel bir istatistik bulmak mümkün olmasa da en son ulaşılabilen dünya çapındaki istatistiklere bakıldığında tüm dünyada 500 milyondan fazla blog sitesi var.
Bu durum da rakip sayınız hakkında bir fikir verebilecektir. Ayrıca, belli bir seviyeye gelmiş ve senelerdir istikrarlı bir şekilde yayın yapan blogların sayısının da yüksek olduğunu göz önünde bulundurduğunuzda rakiplerinize karşı ön plana çıkmanın tek yolu onlardan farklılaşmak.
Bunun da en pratik yolu, uzmanlık alanı dar olan bir sayfa üzerinden yayın yapmaktır. Dolayısıyla daha spesifik bilgiler sunan bir blog sayfası üzerinden yayın yapıldığında hitap ettiğiniz kitle daha az kişiden oluşmasına rağmen bu alanda ilgisi olan kişilerin ilk başvuru kaynakları olacak ve adınızı daha kısa sürede duyurabileceksiniz.
Dolayısıyla daha dar kapsamlı bir alanda yayın yapan bir sayfa açmak rakiplerinizle farklılaşmanızı sağlayarak daha kısa sürede etki alanını genişletmenize sebep olacaktır.
İstikrarlı olun.
Emin olun ki bir blog sayfası açarak bilgi birikiminizi paylaşmak, kısa vadeli bir süreç değildir. Dolayısıyla bu işi ilk etapta profesyonel bir iş olarak görmemelisiniz.
Çok uzun süre herhangi bir gelir elde etmeyi bırakın, belki de ulaşacağınız kitlede dahi genişleme olmadığını göreceksiniz.
Bu süreçte kısa vadede çok yüksek sayıda insana ulaşmak tabi ki bazı durumlarda mümkün olabilmektedir. Ancak bu tip durumlar çok nadir görülen ve çok istisnai durumlardır. Dolayısıyla ilk etapta sabırlı bir şekilde sadece kaliteli içerikler üretmeye ve blog sayfanızı bunlarla doldurmaya odaklanmanız gerekmektedir.
Bununla ilgili olarak popüler blog yazarlarının pek çoğu benzer görüşleri dile getirmektedirler. Bugün yazdığı yazılar çok geniş kitlelere ulaşan pek çok blog yazarının ortak görüşü en azından ilk 6 ay istikrarlı bir şekilde sadece yazmaya odaklanılması gerektiğidir.
Bu nedenle yukarıda da belirttiğimiz üzere yazmanın gücüne güvenerek sabırla kaliteli içerik oluşturmaya devam edin. Bunu yapabilmenin altın kuralı da tabi ki yaptığınız işi sevmektir.
Emin olun. İstikrarlı bir şekilde kaliteli içerik ortaya koyduktan sonra mutlaka hedeflediğiniz seviyeye yükseleceğinizden emin olabilirsiniz.