Mantarlar, besinlerinin üzerinde ya da içinde yaşayan, hareketsiz heterotrofik organizmaların geniş ve çeşitlilik gösteren bir grubunu oluştururlar. Ekmek küfü iyi bilinen bir örnektir. Üzerinde ürediği ekmek, daha çok, zengin bir enerji kaynağı olan nişastadan oluşmuştur. Fakat nişasta bir polisakkarittir ve bunun çok büyük ve çözünmeyen molekülleri, küfün hücre zarından geçemezler. Absorpsiyondan önce, nişasta kendisini oluşturan yapı taşlarına, basit şekerlere yıkılmalıdır; kısaca, nişasta sindirilmelidir. Sindirim enzimatik hidrolizderi başka bir şey değildir; hatırlayacağınız gibi, bu da su eklenmesini içerir. Ekmek küfünde, hidroliz, hücrelerin dışında, hücre dışı sindirim adı verilen bir olayla gerçekleşir. Küfün hücrelerince sentezlenen sindirim enzimleri, ekmeğin üzerine salgılanırlar ve nişastayı hidrolize ederler. Bu sindirimin ürünü olan basit şekerler, daha sonra rizoyit adı verilen kök benzeri yapılar tarafından absorbe edilirler.
Ekmek üzerinde yaşayan küf, saprofitik bir yaşam biçimi örneği oluşturur; zira besinlerini ölü organik maddelerden sağlar. Ancak birçok mantar parazittir. Gerçekten de ekmek küfünün kendisi de saprofitik beslenmeyle sınırlı değildir; taze sebze ve meyveler üzerindeki zarar verici mantarların en yaygınıdır. Çeşitli parazitik mantarlar, konakçı bitki ve hayvanlarla olan ilişkileri bakımından farklılık gösterirler. Bazı küçük mantarlar, konakçılarının hücrelerinin arasında ürerler; fakat haustoria denilen ve konakçının hücre zarı içine girintiler yapan kök benzeri yapılar çıkartarak bunların sitoplazmalarından besin emerler. Diğer filamentli tipler de birçok konakçı hücresini eş zamanlı olarak istila edip, hücre zarını (bitki konakçılarda hücre duvarını) geçip, bir hücreyi yanındakinden ayırırlar. Adet ayağı mantarının yol açtığı yoğun kaşıntı , haustoria, derideki duyu sinirlerinin ucunu istila ettiği zaman meydana gelir. Konakçılarıyla olan ilişkilerinin ayrıntısı ne olursa olsun, parazitik mantarlar, saprofitik mantarlarla aynı beslenme şeklini uygularlar: enzimler, mantarın üzerinde ya da içinde yaşadığı besin kaynağının içine salgılanırlar; sindirim, hücre dışı olarak meydana gelir ve sindirim ürünleri mantar tarafından absorbe edilir. Hayvanların çoğunun aksine, mantarlarda büyük miktarlarda besinin sindirileceği iç boşluklar yoktur; bunlar, basit olarak, sindirilmiş organik maddeleri, daha çok bitki köklerinin inorganik besinleri absorbe ettiği gibi, vücut yüzeyinden absorbe ederler.
Bir kısım mantar, substrat üzerinde normal beslenme biçiminden hareketle, nematot gibi küçük hayvanları yakalayarak besinlerini takviye ederler. Av yakalandığı zaman, mantarın kolları kurbanın vücuduna girer ve sindirim enzimleri salgılar; hücre dışı sindirim meydana gelir ve ürünler absorbe edilir.
Bir çeşit avcı mantar, Arthrobotrys, bazı mantarların gösterdiği beslenme esnekliğine mükemmel bir örnek oluştururlar. Arthrobotrys, çeşitli organik kültür ortamlarında kolaylıkla ürer; fakat bu ortamlarda, normalde avını yakaladığı tuzakları nadiren kurar. Buna karşın, canlı bir nematot ya da nematot dokusunun bir özütü (hatta içinde nematotların yaşadığı bir su) kültüre eklenecek olursa, mantar buna tuzaklar oluşturarak cevap verir. Görünen odur ki, nematotlar tarafından üretilen bazı kimyasallar, mantarın bu tuzakları oluşturmasını başlatırlar; yani, av, avcının avı yakalayıcı yapıları oluşturması için uyarır.
Kaynakça:
Biological Science – James L. Gould, William T. Keeton
Yazar: Taner Tunç