Su iki harften oluşan oldukça basit bir kelimeyken, evrende eşsiz anlamlar taşıyan bir var olma sebebidir. İki hidrojen ve bir oksijen atomundan oluşan su evrende büyük önem taşımaktadır. Evrendeki bütün varlıkların içinde belirli miktarda su bulunmaktadır.
Su bir hayatta kalma sebebidir. insan vücudu dahil tüm canlılar yaşamlarını sürdürebilmek için suya ihtiyaç duyarlar. Yapılan incelemeler ve bilimsel veriler insan vücudunun yüzde yetmişinin sudan oluştuğunu vurgulamaktadır. Bu nedenle insan bedeninin su olmadan yaşamını sürdürmesi imkansızdır. İnsanların gün içinde tükettikleri su, oldukça sıradan bir ihtiyaç gibi görünse de aslında nefes almaktan sonra duydukları en temel ihtiyaçtır. Hatta buna ek olarak hemen hemen bütün doktorlar, bir insanın günlük ortalama en az iki ile üç litre arası su tüketimine özen göstermesi gerektiğini vurgulamaktadır. Su insan vücudundaki bir çok toksinin atılmasındaki en büyük etmendir. İnsan bedenini gereksiz maddelerden arındırarak idrar yoluyla atılmasına neden olur. Yani su duş alırken, el yıkarken dış bedeni temizlerken içilmesi ile iç bedeni toksin ve gereksiz yağ dokularından temizlemektedir. Suyun evrendeki önemi elbette ki sadece insan vücuduyla sınırlı kalmamıştır.
Dünyanın yapısı ve coğrafi özellikleri incelendiğinde ise dörtte üçünün sudan oluştuğu görülmektedir. Tüm bir evreni kaplayan su dünyada direk olarak büyük bir bölümü oluşturmaktadır. Bu elbetteki dünyada ki diğer canlılarında var olup yaşamlarını sürdürebilmeleri için oldukça gereklidir. İlahi güç tarafından kusursuzca yaratılan dünyada tıpkı insan vücuduna benzemektedir. Büyük kısmı su olan dünya içinde barındırdığı canlılar için yaşam kaynağıdır. Örneğin bir avuç kuru gibi görünen toprak parçasında da belirli bir miktarda su bulunduğunu biliyor muydunuz? Evet toprak parçası dahil bir çok kuru gibi görünen varlıklarda da su bulunmaktadır. Gökyüzüne bakıldığı zaman tabloları andıran sadece havadan ibaret gibi görünen bulutların içinde tonlarca su barındığı da buna bir örnektir. Evren su o kadar önem taşımaktadır ki bütün doğal olan varlıklar içlerinde su barındırır. Bu yaşamın temelidir aslında.
Peki ya su olmasaydı? Bu aslında sözel olarak ifadesi basit ama sonucu korkunç felaketlerin başlangıcı bir durumdur. Su olmayan bir dünya kuraklıktan içinde hiç bir canlı barındıramaz. İnsan vücudu ise en fazla üç ile yedi gün arası hiç bir şekilde su olmadan yaşamayı sürdürebilir. Bu kadar basit iki harfli tek heceli bir kelime olan ”su” hayatın temelidir. Öyle ki bir bebek bile anne karnında suyun içerisinde büyüyüp evrelerini tamamlıyor. Yani su hayatın başlangıcıdır. Hatta bu ek olarak söylenmelidir ki insanoğlu da bir damla sudan ”sıvıdan” var olmuştur.
Su öyle bir var olma sebebidir ki bir çoğumuzun belkide hiç bilmediği gizemli yönleri de bulunmaktadır. Bunlardan en özeli ise suyun hafızasının olduğudur. üzerinde hala çalışmaların devam ettiği bu konu bir çok bilim adamlarınca kabul edilmiştir. Evet suyun hafızası vardır. Bu konuda bir çok deney ve gözlem yapılmıştır.
Örneğin bir bardak suyu içerken hislerinizi ne yönde tutarsanız yaşantınız o yönde ilerleyeceğini göreceksiniz. Hatta bir kağıt bardak üzerine yazılan güzel duyguların, o bardağın su ile dolu bir şekilde bir gece bekletilip içildikten sonra gerçeğe dönüşmeye başladığı defalarca test edilmiştir. Bu basit deneyleri sizlerde vede deneyerek sonucu görebilirsiniz. Bununla ilgili en kayda değer deneylerden birisi ise yabancı bir okulda fen bilimleri öğretmeni tarafından öğrencilerle yapılmıştır. Bu deney ise şu şekilde yapılmıştır:
Üç ayrı kaba eşit miktarlarda pirinçler konulmuştur. Yine üç ayrı bir kaba ise eşit miktarda aynı yerden temin edilmiş sular doldurulmuştur.
-Birinci kaba ” sen çok iyisin, çok güzelsin, sen her şeyi başarırsın” gibi olumlu pozitif cümleler söylenmiş
-İkinci kaba ” sen kötüsün, başarısızsın, çirkinsin ” gibi cümleler söylenmiş
-Üçüncü kap ise tamamen ilgisiz bırakılmıştır.
Bu söylemler sırasında pirinçler sürekli sulanmaya devam edilmiştir. Sonuç ise oldukça ilginçtir. Birinci kaptaki pirinçler iki hafta gibi bir sürede filizlenmeye başlamıştır. İkinci kaptaki pirinçler ise sararıp kötü koku oluşturmuştur. Üçüncü kaptaki pirinçler ise kurumuştur. Yani suya neler söylendiyse pirinçler o yönde tepkiler vermiştir.
Bu deney evrende suyun belirli bir frekansının olup bir hafızasının olduğunun en büyük kanıtlarındandır. Yani su sadece fiziksel ihtiyaçları karşılayan bir maddeden ibaret değildir. Suyun nefsi ve hafızası da vardır. Bu bir çok varoluş yasası ile yakından ilgilenen felsefeciler ve bilim adamlarınca kesin bir şekilde kabul edilmiştir. Hatta onlara göre evrendeki her şeyin bir frekansı var ve hafızaları da bulunmaktadır. Bunların en başında ise su gelmektedir. İnsanın ve dünyanın hayati ihtiyaç duyduğu suyun hafızası olduğunu reddetmek ise reddetmek mümkün değil. Bir çok yoga ve meditasyon eğitmenleri de bunu desteklemektedir. Hatta en büyük örneği çok rahat gözlemlenebilecek bir durum olan su şişedir. Bir çok bilim insanı, yoga eğitmeni, meditasyon eğitmeni ve yaşam koçları hep ellerinde su şişeleri ile gezerler su şişeleri onların yaşamlarının bir parçası olmuştur. Çünkü suyun hayat verdiğine inanırlar ve uygularlar.
Gelelim suyun diğer faydaları ve neler için şart olduğuna su gerek fiziksel anlamda gerekse hafızası ile yaşamın bir parçasıdır. Üstelik öyle kolay bir parça değildir.Suyun diğer faydaları ve görevleri ise şu şekildedir:
-İnsan vücudunun organlarını temizleyerek düzenli çalışmasını sağlar.
-Temizlik gibi günlük yaşantımızın temel ihtiyaçlarını karşılar.
-Vücutta oluşmuş toksin ve zararlı yağların atılımını kolaylaştırır.
-Metabolizmayı yüzde otuz civarı hızlandırır.
-Dünyayı kuraklıktan korur ve canlılığın devamını sağlar.
-İçinde barındırdığı frekanslar sayesinde bir çok psikolojik travmaların tedavisinde kullanılır.
Suyun bu ve bunun gibi sayısız faydası bulunmaktadır. Evrendeki yerinin öneminin bilinip suyu her alanda doğru kullanmak ise insanlığa yeni bir perde oluşturabilir.
(Sevgiyle kalın)
Yazar: Feride AkdoĞan