İnsan doğası gereği doğar bebek olur çocuk olur ergen olur , bu şekilde ilerleyerek evre evre büyür ve koca bir yetişkin olur. Yalnız yetişkin olmak için sadece evre evre büyümek yeterli değildir. O evreleri gereği gibi yaşayıp en iyi seviyede atlatması onun bilinçli ve iyi bir yetişkin olmasında yüzde doksan etkilidir.
Ergenlik insanın yaşayacağı en deli dolu ve hassas olduğu dönemdir. bu gerek insan vücudunun salgıladığı hormonlar gerekse değişen vücut yapısı vede çevreyle oldukça bağıntılı bir durumdur. Çocukluktan ergenliğe geçiş dönemleri bazen bazı çocuklar için oldukça zor olsa da bazı çocuklar için oldukça olağan ve yolundadır. Bunun sebebi ise tamamen aile yaklaşımıdır. bir çok çocuk vücudunun değişimini kabullenmekte sıkıntı yaşayabilir. Bu onlar için kolay kabullenilebilir bir durum değildir. Hatta ileri seviyeler düşünülürse çocuğun kendini ve duygularını saklama eğilimleri bile görülebilir. Bu nedenle çocukluktan ergenliğe geçişte anne babalara oldukça büyük görevler düşmektedir. Aksi takdirde çocuklarının en hassas dönemlerini farkında bile olmadan kabusa çevirebilirler. Bu ise sonuç olarak gelecekteki yaşamlarının olumsuz etki altına girmesine neden olur. Ergenlik dönemleri ise kız ve erkek çocuklarda farklı yaşlarda görülür. Kızlar erkek çocuklara oranla daha erken girer ve bu dönemde çok daha fazla duygusal desteğe, sevilme duygusuna ihtiyaç duyarlar. Erkek çocuklar ise kızlara göre daha geç girerek yine anne baba tarafından anlaşılma isteği taşıyarak daha çok yalnız kalma eğilimli olurlar.
Çocuklar ergenlik belirtileri şu şekilde oluşur.
– İlk olarak değişen vücut yapısı; Bu kız çocuklarda ilk olarak vücut oval kıvrımların oluşması/ Erkek çocuklarda ise kalınlaşan ses tonu, omuzlarda genişleme ve yüzde sarımsı tüylerin belirginleşmesi. – Kız çocuklarda regl oluşması
– Erkek çocuklara nedensiz sinir hali ve agresiflik
– Her iki cinste de oluşan ilginç soru sorma ve anlamlandırma isteği
– Her iki cinste karşı cinse olan duygusal hisler yada bağlanma
– Her iki cinste de zaman zaman uzaklaşma yalnız kalma isteği
– Yine her iki cinsinde ani boy atağı birden bire oldukça uzaması yada genelde kızlarda görülen boy uzama duraksaması
– Genellikle ergenliğin ikinci yılında görülen yüz bölgesinde oldukça fazlalaşan sivilcelerin olması
– Aileleri ile fikirlerinin örtüşmemesi ve uçuk hayaller peşinde olmak gibi soyut duygular.
– Kızlarda çok daha fazla olan duygusal ihtiyaç
Çocukluktan ergenliğe geçişte bütün bunlar birer sinyaldir. Bu basit sinyaller sayesinde aileler çocuklarının artık birer ergen olduklarını rahatlıkla anlayabilirler. Fakat ailelerin en büyük görevi bu durumu kavradıktan sonra direk olarak dönem değiştiren çocuklarına zorluk sıkıntı yaşatmamak adına onlara daha çok özen ve vakit ayırmalıdır. İstatistiklere göre çocukların en çok hata yaptığı dönem ergenlik dönemi olarak belirlenmiştir. Bunun sebebi ise değişen duygular ve ihtiyaç duydukları ilgiyi görememek olduğu bilinmektedir. Bu nedenle çocukluktan ergenliğe geçiş sadece çocuğun üstesinden gelmesi gereken fiziksel bir değişiklik olarak algılanmamalı. Bu dönemde çocuğun ihtiyaç duyduğu duygusal boşluklar doldurulmalı ve bu şekilde koruma altına alınmalıdır. Ergenlik döneminde şiddet, baskı ve öfke krizleri yaşayan çocukların bütün yetişkinlik hayatlarında bu şekilde davrandıkları bilimsel olarak saptanmıştır. Bunun tersi olarak ise ergenlik döneminde ailesi tarafından daha çok sevilen , sürekli konuşulan ve vakit geçirilen çocukların ergenliği çok daha kolay ve hatasız olarak atlattığı ve ilerleyen yaşlarda her hangi bir sıkıntılı tavır sergilemediği gözlemlenmiştir. İşte tamda bu noktada çocukluktan ergenliğe geçişte ailelerin önemi ortaya çıkar. Çocuğun ilerde sıkıntılı bir birey olaması ve ergenlik dönemini rahtlıkla atlatabilmesi için yapılması gereken tek şey aslında çocuğa vakit ayırarak onun kıymetli bir birey olduğunu hatırlatmaktır. Aksi taktirde hem ergenlik sorunları uzamış olur hemde bırakılan izler ömür boyu çocuğun taşıyacağı en ağır imza olarak onun kişiliğine kazınır.
Yazar: Feride AkdoĞan