Hastalık vücudun normal işleyişinin bozulmasına neden olan herhangi bir durum anlamına gelir. Yeni teknolojik gelişmelerle ortaya çıkmış bazı yeni hastalıklar varken, bazı hastalıklar da antik çağlardan beri insanoğluna zarar vermektedir. Bu makalede bu hastalıklar hakkında daha ayrıntılı bilgi vereceğiz.
İnsanlar dışında armadilloların cüzzam (lepra) hastalığı gösteren diğer tek canlı olduğunu biliyor muydunuz?
Bir tür olarak insanoğlu organ ve organ sistemlerinin normal işleyişini etkileyen çok geniş yelpazedeki sağlık sorunlarından muzdariptir. Hastalık; herhangi bir problem varlığında veya yokluğunda etkilenen birey tarafından hissedilen rahatsızlık deneyimidir. Bu rahatsızlık uyuşukluk, depresyon, uykusuzluk, uyku hali ve dikkat eksikliğini de içerebilir. Bozukluk terimi ise etkilenen kişide bir fonksiyonel bozukluk veya anomali anlamına gelir. Bozukluklar ise zihinsel, davranışsal, fiziksel ve genetik bozukluklar olarak daha ayrıntılı sınıflandırılabilirler. Son olarak sendrom terimi, çoklu belirtiler, semptomlar ve fiziksel etkilerin birleşimidir. Bunlara Down sendromu, Robert sendromu gibi örnekler verilebilir.
Bazı hastalıklar insanların zaman içinde büyük ölçüde değişen hayat tarzları nedeniyle ortaya çıksa da, bazı hastalıklar tarihin en eski devirlerinden beri bizimle birliktedir. Eski çağlarda bu hastalıkların kötü işlerin sonucu olarak ortaya çıktığına ya da şeytani ruhların bir sonucu olduğuna inanılıyordu. Ancak, bilimdeki ilerleme ile bu hastalıkların bir patojenin insanları enfekte etmesi nedeniyle oluştuğu açıkça ortaya konmuştur. Çoğu hastalık tıptaki ilerlemeler ile eradike edilmiş olsa da, bazı hastalıklar hala insanları etkilemeye devam etmektedir. Bu patojenlerin bazıları da insanlıkla bir gelişmiş, yeni çevreye uyum sağlamıştır. Patojenlerin bu adaptasyonu hastalıklara karşı bir aşı geliştirmeyi ya da onlara karşı bir tedavi bulmayı oldukça zorlaştırsa da, imkansız değildir. Eğer hastalığın etkeni erken bir aşamada tespit edilirse, modern tıp çoğu hastalığı tedavi edebilmektedir. Aşağıda insanlığı etkilediği bilinen en eski hastalıklardan bahsedeceğiz.
1) Cüzzam (Lepra):
Bu hastalık binlerce yıldır insanlığı etkilemektedir. Bu hastalık ile ilgili en eski arkeolojik kanıtlar Hindistan’da bulunan 4.000 yaşındaki bir iskelettir. Bu durumun en eski kayıtları M.Ö. 1550 yılları civarından kalma, Mısırlı hekimlerin yazılarında bulundu. Bu hastalığa sahip kişiler toplum tarafından kaçınıldı, koloniler halinde yaşamaları için uzaklara gönderildi ve orada ölüme terk edildiler. Bu kolonilere cüzzamlı kolonileri denilirdi. Sık sık da frengi ve sedef hastalarına yanlışlıkla cüzzam teşhisi konarak onlar da bu kolonilere dahil edilirdi.
2) Kanser:
Kanser tarih boyunca çeşitli toplumlarda kendini göstermiştir. Bu konuda bulunan en erken kanıtlar Antik Mısırda, çeşitli kanser türleri gösteren mumyalarda gözlemlenmiştir. Ayrıca, M.Ö. 3000 yıllarına kadar uzanan tıbbi metinler şu anda kanser olarak adlandırdığımız bazı hastalıklardan bahsetmektedir. Eskiden bu hastalığın vücuttaki safra fazlalığı nedeniyle ortaya çıktığına inanılırdı ve gözle görünen tümörler çıkarılırdı.
Bugünlerde bildiğimiz üzere kanserin genetik mutasyonlardan çevresel ve yaşam tarzı faktörlerine kadar değişen çok sayıda nedeni vardır, ancak kanser bulaşıcı bir hastalık değildir. Kanser, dokuların kontrol edilemeyen bir şekilde çoğalmasına neden olur bunun sonucunda vücudun fizyolojik fonksiyonları bozulur. Kanser kemoterapi ve radyoterapi ile kontrol altına alınabilir ancak hiç bir kesin tedavisi yoktur.
3) Kuduz:
Kuduz M.Ö 2000 yılından beri yaygın bir şekilde görülen bir hastalıktır. Antik çağlarda eğer biri bir kuduz hayvan tarafından ısırılırsa, ısıtılmış metal bir alet yardımı ile yarası koterize edilirdi. Ayrıca bazı durumlarda dil bağlanmasının kuduza neden olduğu düşünülüyordu ve dil kesilip çıkarılıyordu. Neyse ki kuduz hastalığına neyin sebep olduğu anlaşıldı ve tıp tarihindeki bu yanlışlık ortadan kaldırıldı.
Kuduz hastalığına Rhabdovirüs ailesinden , Lyssavirus cinsi virüsler neden olmaktadır. Bir birey ısırıldığında virüs periferik sinir sistemine girer ve beyne gider. Beyinde endişe, felç, deliryum ve halüsinasyonlara neden olabilir. Kuduz hastalığı belirtiler ortaya çıkmadan önce tedavi edilirse durdurulabilir. Ancak belirtiler ortaya çıktıktan sonra, ölüm kaçınılmazdır.
4) Sıtma:
Sıtma hastalığına dair kanıtlar M.Ö 2700 yılında Çin’ e dek uzanır. Roma İmparatorluğunda çok yaygın olarak görüldüğünden dolayı, “roma ateşi” olarak da adlandırılmıştır. Sıtma için antik devirlerde içinde büyülü sözler yazan muskalar takılırdı.
Bugün, sıtma hastalığının “Plasmodium falciparum” veya “Plasmodium vivax” parazitlerinin taşıyıcı, dişi bir anofel cinsi sivrisineğin ısırmasıyla bulaştığını biliyoruz. Parazit insan vücudunda yaşam döngüsünü tamamladığında hastalık gelişir. Sıtma hastalığının belirtileri arasında septisemi, bağırsak enfeksiyonu, titreme, ateş, eklem ağrısı, bulantı, kusma, kansızlık, sarılık, retina hasarı ve havale sayılabilir. Bu hastalık artık damar içine bazı antimalaryal ilaçların verilmesi ile tedavi edilebilmektedir.
5) Tüberküloz:
Bu hastalık yaklaşık 9.000 yıldır insanlığı etkilemektedir. M.Ö 3000’lere kadar uzanan çeşitli Mısırlı mumyaların iskelet kalıntılarında bulunmuştur. Tüberküloz tarih boyunca büyük salgınlara neden olmuştur bu nedenle hala daha bildirimi zorunlu bir hastalıktır.
Tüberküloz hastalığına, “Mycobacterium tuberculosis” denilen küçük, aerobik, hareketsiz bir bakteri neden olmaktadır. Bu bakteri son derece bulaşıcıdır. Etkilenen bireylerin öksürük ve hapşurukları ile yayılır. Tüberküloz ateş, titreme, gece terlemeleri, iştah kaybı ve yorgunluğa neden olur. Hastalık ilerlerse vücut dokuları ve kemiklerde erozyona neden olur. Bu hastalığı kontrol edebilmek için harcanan çabalar sonuç vermiş ve BCG aşısı geliştirilmiştir. Ayrıca erken teşhis ve dirençli olmayan enfeksiyonlar durumunda ilaçla tedavi mümkündür.
Yazar:Tülay Arsoy