Bilgiustam
Bilgiyi ustasından öğrenin

Antarktika, Güney Okyanusu Deniz Ekosistemi

0 833

Buzul ve donmuş sular arasında, yaşamla iç içe olan deniz ekosistemi, bu soğuk ortama yuva diyen sağlam ve dayanıklı canlıları destekler. Güney Okyanusu Antarktika’nın kıyı şeridinden Antarktika Kutup Cephesine (Antarktika’yı çevreleyen soğuk suları Güney Atlantik, Pasifik ve Hint Okyanuslarının nispeten daha sıcak sularından ayıran, 40 kilometre genişliğinde bir geçiş bölgesi) kadar uzanır. Bu kutup cephesi boyunca, soğuk su yüzeye çekilir ve burada gelişen tüm deniz ekosistemini mümkün kılar. Kıta ile Güney Okyanusu (Antarktika okyanusu) arasındaki yaşam Antarktika, Güney Okyanusu Deniz Ekosistemizıtlığı şaşırtıcıdır. Karasal ekosistem tarafından desteklenen en büyük karasal hayvan tatarcıktır; gezegendeki en büyük hayvanlar olan Mavi Balinalar ise çevredeki denizlerde bulunur. Foklar ve penguenler zamanlarının belli bir kısmını su dışında geçirseler de, yiyecek tedarikleri için tamamen denize güvenirler ve bu nedenle deniz ekosisteminin bir parçasıdırlar.
Güney Okyanusu’nun deniz yüzey sıcaklığı Antarktika kıyılarına yakın yerlerde -1,8 ° C’den kutup cephesinde yaklaşık 3,5 ° C’ye kadar değişmektedir. Soğuk suya rağmen, Güney Okyanusu dünya okyanusunun daha verimli bölgelerinden biridir. Aslında, okyanuslar söz konusu olduğunda, biyolojik olarak zengin alanların suların sıcaktan çok soğuk olduğu yerlerde bulunma eğiliminde olması bir paradoks gibi görünebilir. Kimyasal reaksiyonlar ve metabolik hızlar, soğuk olan yerlerde daha yavaş olsa da, deniz üretkenliği için en önemli sınırlayıcı faktör sıcaklık değil, besin mevcudiyetidir. Besin bolluğu fitoplankton büyümesini uyarır ve bu da deniz besin ağının geri kalanını destekler. Aşağıda daha ayrıntılı olarak açıklanan fitoplanktonlar, fotosentez yoluyla kendi besinlerini yapan yüzen mikroorganizmalardır. Bunlar deniz ekosisteminin ototrofları yani üretici organizmalarıdır.

Besin ağının Temelinde Fitoplanktonlar Yer Alır

Antarktika’nın çevresindeki sular besin bakımından zengindir ve sıcaklık, okyanus akıntıları, hava durumu, buz gibi fiziksel faktörlerden etkilenir, zengin bir biyolojik çeşitliliği destekler. Ekosistemler içindeki organizmalar arasındaki bağlantı, üretici veya tüketici olup olmadıklarına bağlı olarak tanımlanabilir. Antarktika çevresindeki okyanusun çoğu yılın yarısında buzla kaplıdır ve sıcaklık tüm yıl neredeyse donmaya yakındır. Yine de dünyadaki en zengin okyanuslardan biridir ve üretim döngüsü, mevsimlerdeki değişime bağlıdır, mikroskobik alglerden karides benzeri krillere ve onlara bağlı büyük yırtıcı hayvanlara kadar yaşamla doludur. Antarktika’daki tüm deniz yaşamı, doğrudan veya dolaylı olarak fitoplanktona muhtaçtır.

Kriller Fitoplanktonlar ile Beslenir

Antarktika ekosistemi, besin zincirlerinin çok kısa olması ve genellikle Antarktika’da yaşayan tüm hayvansal yaşam formları için hayati önem taşıyan krillerin mevcudiyetine dayandığı için benzersizdir. Kriller mini kerevit ya da karides gibi görünen ancak büyük kıskaçları olmayan yaygın bir zooplankton türüdür. Zooplanktonlar, fitoplanktonlar veya diğer zooplanktonlarla beslenen küçük hayvanlardır. Gerçekten yüzmezler, akıntılarla birlikte yer değiştirirler. Antarktika’daki rüzgârlar ve soğuk su, okyanusun yüzey seviyelerini derinliklerden gelen besin açısından zengin sularla dolduran yükselmelere neden olur. Bu, beraberinde krillerin birincil besinlerini oluşturan ve daha büyük hayvanlar için besin zincirinin tabanını oluşturan bol miktarda fitoplankton getirir. Antarktika, Güney Okyanusu Deniz Ekosistemi
Akıntılarda yüzen çok küçük boyutlu, genellikle tek hücreli bitkiler olan fitoplanktonlar veya bitkisel planktonlar deniz ekosistemindeki başlıca üreticilerdir. Fitoplankton, bir besin zincirinin veya ağının temeli olarak düşünülebilir. Bu mikroorganizmalar enerji üretmek için fotosentezi kullanırlar. Bireysel olarak küçük olmalarına rağmen, dünya okyanusundaki fitoplanktonların toplam biyokütlesi çok büyüktür ve tüm küresel fotosentezin (ve tabii ki oksijen üretiminin) kabaca yarısını oluşturur. Bir litre deniz suyu bir milyondan fazla fitoplankton içerebilir. Güney Okyanusu’ndaki bol miktarda besin maddesi ile yaz mevsiminde yeterli ışık olduğunda fitoplankton verimliliği yüksek seviyelere ulaşabilir. Başlıca fitoplankton tiplerinden bazıları siyanobakteriler, diatomeler, dinoflagellatlar ve kokolitoforidlerdir. Yaklaşık 5000 farklı deniz fitoplanktonu türü vardır.
Fitoplanktonlar dışındaki diğer üreticiler arasında deniz buzu algleri, bentik makroalgler ile bentik mikrolagler bulunur. Deniz buzu algleri deniz buzu içinde ve altında yaşar, zaman zaman deniz tabanına düşebilirler. Bentik makroalgler deniz yosunu gibi büyük alg çeşitleri ve deniz tabanındaki kayalara yapışarak yaşayan diğer formlardır. Bentik mikroalgler ise deniz tabanında bulunan tortuların yüzey katmanlarında yaşayan küçük alg türleridir. Fitoplanktonlar da okyanus akıntıları ile deniz buzunun altına getirilebilir.

Antarktika’daki Hayvanların Yaşamları Krillere Bağlıdır

Kriller anahtar türdür, besin zincirindeki yerleri önemlidir çünkü deniz kuşları, penguenler foklar ve dişsiz balinalar gibi daha büyük tüketiciler için besin kaynağıdırlar. Krill sayılarındaki düşüş bu diğer türleri etkiler. Fitoplanktonlar yazın uzun gün ışığında büyüyerek yüksek miktara ulaşır ve büyük kril popülasyonlarını besler.
Ekosistemdeki birincil tüketici seviyesine hâkim olan, yaklaşık 6 cm uzunluğundaki kril denilen omurgasızların sayısı dalgalansa da, Güney Okyanusu’nda 500 milyon tondan fazla kril olması muhtemeldir. Deniz buzlarının altındaki alglerle beslenerek yaşamlarına başlarlar, yaz boyunca buz barınağından ayrılırlar ve milyonlarca (bazen metreküp başına 10.000’den fazla) bireyle sürü oluştururlar. Krillerden başka Salp adı verilen yumuşak şeffaf yapılı, fıçı şekline sahip olan hayvanlar da yaz aylarında fitoplanktonla beslenirler ve bazen krilin yerini alabilecek büyük sürüler oluştururlar. Kışın az ışık vardır, fitoplankton büyümesi yoktur ve sıcaklıklar aşırı derecede düşüktür ancak karmaşık bir besin ağı çok çeşitli okyanus hayvanlarını birbirine bağlar.

Antarktika’daki Diğer Tüketiciler

Antarktika’da deniz tabanında omurgasız çok çeşitli hayvan yaşamaktadır. Antarktika sularında yengeçler ve ıstakozlar gibi daha büyük kabuklular nadir bulunur ancak daha küçük omurgasızlar bu sıfırın altındaki suları yukarıdaki geniş beyaz çöllerle tezat oluşturan canlı bir deniz manzarasına dönüştürür. Denizin tabanında denizyıldızları, kestaneler ve etobur solucanlar bulunur.
Bu canlıların hepsi çok yavaş hareket etmelerine rağmen, yiyecek bulma ve sindirme yetenekleri, onları çok az kişinin hayatta kalabileceği bir denizde beklenmedik bir avcı (yırtıcı) haline getirir. Tıpkı yiyecekleri dondurmanın daha uzun süre dayanmasına izin vermesi gibi, buradaki dondurucu sular Antarktika, Güney Okyanusu Deniz Ekosistemida kutup deniz yaşamının çoğunun ömrünü uzatmaya yardımcı olur. Bazı canlıların dünyanın diğer bölgelerindeki kuzenlerinden çok daha büyük olduğu gigantizm olgusu da bu omurgasızların keskin soğukta hayatta kalmalarına yardımcı oluyor gibi görünmektedir.
Güney Okyanusunda çok bol miktarda kalamar ve ahtapot da bulunur. Birçok kalamar türü vardır ve boyutları 15 cm’den 15 m’ye kadar değişebilir. Kalamar ve ahtapotların besin kaynakları balıklar ve krillerdir.

Balıklar

Antarktika, yaklaşık 100 balık türüne ev sahipliği yapmaktadır. Bazıları derin sularda yaşarken, diğerleri yuvalarını deniz buzunun hemen altında yapar. Balıkların çoğu krillerle ya da birbirleriyle beslenir. Üreticilerle beslenenler sadece az sayıdaki balık türleridir.

Penguenler

Penguenlerin 17 farklı türü vardır (tümü Güney Yarımküre’dedir) ancak kıta ve/veya Yarımada’da yalnızca altı cins (İmparator penguenler, Adelie, Güney Kaya Penguenleri, Gentoo, Çember sakallı penguenler, Macaroni penguenleri) vardır. İmparator penguen, Antarktika’da kışın üreyen tek penguendir, Adelie pengueni ise diğer penguenlerden daha güneyde üremektedir. Güney kaya penguenleri göz çevresinde kirpik görünümü veren belirgin tüylere sahiptir. Kral penguenler ( imparator penguenlerle birlikte büyük penguenler arasında yer alır), çember sakallı penguenler ve gentoo penguenleri de Antarktika’da ürerler. Antarktika’da penguenler (özellikle Adelie) krillerin yanı sıra balık ve kalamarla beslenir.

Foklar

Foklar, zamanlarının çoğunu suda geçiren ancak üremek için karaya dönen deniz memelileridir. Balık, penguen, kalamar ve kril gibi avlarla Antarktika, Güney Okyanusu Deniz Ekosistemibeslenirler. Özellikle Crabeater (yengeç) foklarının beslenmesi neredeyse tamamen krillere dayanır. İsmindeki “yengeç” kelimesi fokun yengeç yemesinden değil, kabuklular için genel bir terim olan Almanca’daki “krebs” kelimesinden gelir. Dünyadaki en bol bulunan fok türüdür ve tüm balenli balinaların toplamından daha fazla kril tüketir.

Balinalar

Bir başka deniz memelisi balinadır ancak fokların aksine her zaman suda yaşarlar. Aşırı balık avlamanması nedeniyle nesli tükenmek üzere olan Mavi balina, Antarktika’da bulunan en büyük balina türüdür. Balinalar kril, balık, kalamar ve fokları yerler. Mavi, Kambur, Oluklu balinalar ya da Fin balinaları ve Mink balinası gibi balinalar okyanustan büyük miktarlarda krilleri filtrelemelerini sağlayan dişler yerine lifli plakalara sahip ağızlar geliştirmişlerdir. Ana beslenme mevsiminde, bir Mavi Balina günde yaklaşık 3600 kg kril tüketir. Mavi Balina sadece yüzlerce sayıda iken Minke balinaları bugün balinalarının en bol olanıdır, belki de Güney Okyanusu’nda bir milyon kadardır.

Güney Okyanusu Besin Ağı

Beslenme ilişkileri nispeten basittir, türlerin çeşitliliği diğer ekosistemlere kıyasla özellikle yüksek değildir ve bazı besin zincirleri birkaç trofik (beslenme) seviyesinden oluşur. Aslında, besin transferlerinin bir kısmı oldukça kısadır. Örneğin, dişsiz olan balenli balinalar ile fitoplankton – kril arasında sadece bir bağlantı vardır.
Bir ekosistemdeki beslenme ilişkilerini incelerken, bir “besin zinciri” ile bir “besin ağı” arasındaki ayrımın farkında olmak önemlidir. Birincisi, ototroftan, birincil tüketici, ikincil tüketici ve belki de üçüncül tüketici yoluyla enerjinin (gıda şeklinde) doğrusal transferini ifade eder. Balenli balina örneğindeki gibi besin zinciri basitçe üç farklı trofik seviyeyi temsil eden üç organizma türünden, fitoplankton   kril  balinadan oluşur. Güney Okyanusu ekosistemindeki başka bir zincir, fitoplankton   protozoa  kril  balık   penguen   katil balinayı içerir. Hem balık hem de kril yiyen penguenler gibi bazı organizmalar zincir boyunca farklı seviyelerde beslenebilir. Bu nedenle “besin ağı” bir ekosistemde var olan çoklu besin zincirlerini ve bazıları farklı besin zincirlerindeki trofik merdivende farklı konumlarda bulunan farklı organizmalar arasındaki karmaşık ilişkileri tasvir etmenin bir yoludur.
Okyanuslarda da karalardaki besin zincirlerinde olduğu gibi ayrıştırıcılar önemli bir göreve sahiptir. Ölü hayvanlar ve bitkiler okyanusun dibine iner. Burada ya diğer balıklar tarafından temizlenirler ya da ayrıştırıcı (çürükçül) bakteriler tarafından parçalanırlar.

Adaptasyonlar (Uyumlar)

Antarktika ortamı serttir, bitki ve hayvanların yaşaması için zor bir yerdir. Bitkilerin ve hayvanların hayatta kalmaları için özel adaptasyonlara sahip olmaları gerekir. Sadece en uygun deniz canlıları Antarktika’da yaşama adapte olmuş durumdadır. İşte bu uyumlardan bazıları:
*Bazı hayvanlar, yıl boyunca Güney Kutup Dairesi’nde hayatta kalmalarını sağlayan davranışlar geliştirmişlerdir. Örneğin İmparator penguenler, kışın deniz buzu üzerinde bir araya toplanırlar ve bireyler sırayla kümenin dış kenarında dururlar. Bu yoğun penguen grupları, uydu görüntülerinde görülebilen ve İmparator penguen kolonilerinin sayısının ve boyutunun izlenmesine yardımcı olmak için kullanılan buzun üzerinde çok miktarda Antarktika, Güney Okyanusu Deniz Ekosistemiguano (gübre)bırakır.
*Bazı hayvanlar göç kalıplarını Güney Okyanusu’nun mevsimsel üretkenliğine göre uyarlar. Hem balinalar hem de deniz kuşları, Avustralya kışı boyunca üreyip beslenmek için ilkbahar ve yaz aylarında Güney Okyanusu’na dönmek için alt enlemlere göç ederler.
*Yumuşakçalar gibi deniz omurgasızları ilkbahar ve yaz başında kısa bir süre boyunca büyüme ve üremenin meydana geldiği mevsimsel yaşam döngülerini geliştirmişlerdir. Büyüme oranları genellikle diğer okyanuslardan daha yavaştır ve uzun ömürlüdürler.
*Sıcakkanlı hayvanlar, yalıtım için kalın yağ katmanları geliştirmişlerdir. Yüzey-alan oranını en aza indirmek için vücut şekilleri de gelişmiştir, böylece ısı kaybı azalmıştır. Penguenler ayrıca yoğun, su geçirmez tüylere sahiptir. Büyük boyutları imparator penguenlere en soğuk olduğu zamanlarda avantaj sağlar.
* Hem Antarktika morina balığı hem de uskumru buz balığı, kanlarında ve dokularında vücut sıvılarının donmasını önleyen antifriz proteinleri içerir. Suda hayatta kalmanın bir başka yolu da buzun kendisinden uzak durmaktır. Buzun kristalleşmek için bir yüzeye ihtiyacı olduğundan, birçok balık suyun donma noktasının çok altında olduğu ancak buza dönüşmediği okyanusun karanlık derinliklerinde yüzer.
*Soğuk su, ılık sudan daha fazla çözünmüş oksijen içerdiğinden, buz balıklarının kanında hemoglobin (bir pigmenttir, kırmızı kan hücrelerinde bulunur, oksijen taşır) yoktur.
Özetlersek Antarktika’da her kış, güneş kaybolduğunda ve sıcaklıklar düştüğünde denizde buz oluşur ve kıtadan dışarıya doğru uzanarak okyanusun geniş alanlarını kaplar. Buz, ekosistem için önemlidir çünkü mikroskobik, tek hücreli algler (fitoplanktonlar gibi açık suda sürüklenen türler) buzun içinde sıkışıp kalırlar ve aynı zamanda buzun altında da büyürler. Genç kriller bütün kış buzun altında toplanırlar ve açık suda Antarktika, Güney Okyanusu Deniz Ekosistemibesin üretmek için yeterli ışık olmadığında algler onlar için besin sağlar. Kış buzu bir zorluk olmak yerine, krillerin bahara kadar hayatta kalmasını sağlar. İlkbaharda deniz buzu erir ve hapsolmuş algleri suya bırakır. Algler büyümek için ihtiyaç duydukları açık su, çok sayıda besin maddesi ve yoğun güneş ışığı gibi faktörlere kavuşurlar ve artık fitoplankton olarak özgürce yaşarlar. Bundan sonra olan şey, sudaki fitoplankton patlaması veya nüfus artışıdır. Hayvanlar, özellikle de kriller bu bol miktardaki besin kaynağını tüketir ve şaşırtıcı seviyelere kadar çoğalır. Protein ve yağ açısından zengin olan kriller penguenler, foklar ve balinalar da dahil olmak üzere besin zincirinin tepesindeki çok sayıda hayvan için besindir. Antarktika iklimi ısındıkça ve deniz buzu gitgide azaldıkça yüksek üretkenliği değişebilir.

Kaynakça:
https://www.sciencelearn.org.nz/resources/949-antarctic-marine-ecosystem
http://www.learnz.org.nz/scienceonice144/antarctic-marine-ecosystems
https://www.adventure-life.com/antarctica/articles/antarctic-marine-ecosystems-wildlife-fish
https://discoveringantarctica.org.uk/ecosystems-and-foodwebs/ecosystems/the-marine-environment/

Yazar: Müşerref Özdaş

Bunları da beğenebilirsin
Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu web sitesi deneyiminizi geliştirmek için çerezleri kullanır. Bununla iyi olduğunuzu varsayacağız, ancak isterseniz vazgeçebilirsiniz. Kabul etmek Mesajları Oku