Bilgiustam
Bilgiyi ustasından öğrenin

Hava Kirliliğinin Göz Sağlığı Üzerindeki Olumsuz Etkileri

0 386

Hava kirliliği, insanlara, hayvanlara, bitkilere veya binalara zarar verme potansiyeline sahip yüksek konsantrasyonda kirleticiler içeren havadır. Dünya genelinde popülasyonların sağlığı için önemli bir risk faktörüdür. Aslında, dış hava kirliliğinin yalnızca 2012 yılında küresel bazda 3,7 erken ölüme neden olduğu tahmin edilmektedir.

Hava Kirletici Türleri

Hava kirliliğinin akciğerler üzerindeki zararlı etkisi, havayı kirleten maddenin türüne ve konsantrasyonuna bağlıdır. En yaygın hava kirletici türleri aşağıdaki gibidir:
• Partikül madde (PM): Solunum yollarını tahriş edip hasara neden olabilecek küçük partiküller
• Azot dioksit: Hava yollarını tahriş edebilen ve astım veya KOAH alevlenmesine neden olabilen gaz
• Ozon: Akciğer kapasitesini azaltabilen ve solunum yollarını tahriş edebilen gaz
• Sülfür dioksit: Özellikle astımlı bireylerde solunum yollarının iç yüzeyini tahriş edebilen gaz
Partikül madde için, partiküllerin boyutu ne kadar küçükse, hava yollarına o kadar derin girebilir ve akciğerlere zarar verme potansiyeli o kadar büyük olur. PM 2,5, akciğerlerde daha önemli hasara neden olan 2,5 um’den küçük bir çapa sahip partikülleri ifade eder. Hava kirleticileri ve konsantrasyonları bölge, hava durumu ve mevsim gibi faktörlere göre önemli ölçüde değişiklik gösterir.

Hava Kirliliğinin Göz Sağlığı Üzerindeki Olumsuz EtkileriAkut Etkileri

Yüksek düzeylerde hava kirliliğine maruz kalan bireyler maruziyetten kısa dönem sonra ortaya çıkan bazı akut belirtiler yaşayabilirler. Bu semptomlar aşağıdaki gibidir:
• Tahriş olmuş hava yolları
• Dispne (nefes darlığı)
• Hırıltı
Ek olarak, hava kirliliği de duyarlı kişilerde astım krizine neden olabilir.
Kronik Etkileri
Araştırmalar, hava kirliliğine kronik maruz kalmanın, kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) ve kanser gibi daha yüksek akciğer hastalığı insidansı ile bağlantılı olduğunu göstermiştir. 2013 yılında Dünya Sağlık Örgütü (WHO), konuya dayalı geniş epidemiyolojik araştırmalara dayanarak hava kirliliğinin insanlar için kanserojen olduğunu ilan etmiştir. Bazı bireylerin hava kirliliğinden diğerlerine göre olumsuz etkilenme olasılığı daha yüksektir. Örneğin, mevcut akciğer rahatsızlığı olan kişilerin örneğin astım veya KOAH, kirlilikle ilişkili komplikasyonlar ve olumsuz etkiler geliştirme olasılığı daha yüksektir. Ayrıca çocuklar ve yaşlılar da hava kirleticilerinin solunmasının bir sonucu olarak olumsuz etkiler yaşama olasılıkları daha yüksektir.

Hasar Nasıl Azaltılır?

Yüksek düzeyde hava kirliliğinden etkilenen bölgelerde yaşayan kişiler için, hasarı günlük bazda azaltmaya yardımcı olabilecek bazı önlemler vardır. Bu önlemler aşağıdaki gibidir:
• Dış mekânlarda, kirli ortamlarda yorucu egzersizi azaltmak, bunun yerine spor salonu veya iyi havalandırılmış bir oda kullanılabilir
• Ana yollar gibi yüksek kirliliğe sahip alanlardan kaçınmak
• Kirlilik seviyelerinin en yüksek olduğu saatlerde dışarıda geçirilen zamanı azaltmak
• İnhaler ilacının reçete edilmişse kolayca erişilebilir olmasını sağlamak
• Düzenli olarak koruyucu bir inhaler ilacı kullanmak
• Camları kapalı tutmak ve arabadayken klimayı havayı geri dönüştürmesi için ayarlamak
Bu teknikler, hava kirliliğine ve bununla ilgili sağlık etkilerine maruz kalmalarından endişe duyanlar için yararlı olabilir. Bunlara ek olarak, sağlık açısından en iyi sonuçları sağlamak için önemli olan hava kirliliği sorununu ele almak için önlemler alınmaktadır.

Hava Kirliliği ve Göz Sağlığı

Göz, dışarısı ile direk maruziyeti olan nemli bir biyolojik yapıya sahip olan hassas bir organdır. Böylelikle vücudun diğer bölgelerine göre hava kirliliğine daha duyarlıdır. Bununla birlikte, göz hava kirliliğine cevap olarak şiddetli tahriş veya kronik ağrı şeklinde tepkiler verebilir. Kontakt lensler kullanılsa da bu tür olumsuz etkiler görülebilir.

Faktörler

Hava kirliliğinin neden olduğu rahatsızlığın ciddiyeti, ortam havasındaki hidrokarbon ve nitrik oksit seviyelerine göre belirlenir. Özellikle bu tür şekilde bir tahriş sebebi olan hidrokarbonlar, görünüşe göre C5 ve C4 olefinlerdir. Dallı zincirli hidrokarbonlar, özellikle zincir terminal karbondan uzaktaysa ve bazı durumlarda çift bağlar söz konusu ise, düz zincirlere nispeten daha şiddetli etkilere sahiptir. Olefinlerin neden olduğu tahriş, parafine kıyasla oldukça yüksektir. Fenolik bileşikler arasında benzen veya sikloheksen, sikloheksana kıyasla en fazla tahrişe sebep olmaktadır. Hava kirliliği esas olarak motorlu taşıt egzozlarından çıkan gazlardan kaynaklanmaktadır. Bu tür hava kirliliğine dört saate kadar maruz kalındığında önemli düzeyde göz tahrişi meydana gelir. Bu fenomenin yarı ömrü 12 saattir, ancak aerosol, ozon, peroksiasetil nitrit veya aldehit seviyeleriyle açık bir ilişkisi yoktur.
Motorlu taşıt egzozundan çıkan tahriş edici maddeler, bağıl nemdeki artışlara, azalmalara (% 30 ile % 80 arasında) veya sıcaklık dalgalanmalarına (25 ila 45 derece C) rağmen değişmeden kalır. Motorlu taşıt egzozundaki partikül boyutu ile göz tahrişinin meydana gelmesi arasındaki ilişki belirsizliğini koruma devam ediyor, ancak bir araştırmacı 0.2 mikronun altındaki tahrişin büyük ölçüde önlendiğini belirtmiştir. Motorlu taşıtın yapısının ve performansının hidrokarbon ile nitrik oksit emisyonunu belirlediğine inanılmaktadır ancak, bireysel hidrokarbon seviyeleri daha çok kullanılan yakıt türüne bağlıdır. Her iki kimyasal da gözlerde aynı oranda tahrişine sebep olmaktadır.
Eşik altı konsantrasyonlarda kükürt dioksit ve trioksitin sodyum klorür veya karbon siyahı parçacıkları ile etkileşimleri tahrişe neden olarak çökelir. Başka bir çalışma, havadaki oksidan seviyeleri ile yılın belirli zamanlarında göz tahrişi arasında bir miktar ilişki olduğunu göstermiştir. Aerosol varlığının da kritik bir faktör olduğu ileri sürülmektedir. Oksidanlar gözyaşı filminde çözünebilir ve onu asitleştirebilir, bu da gözün mukoza zarını daha da tahriş edebilir. Büyük şehirlerde yaygın olarak bulunan hava kirleticileri vardır ve bunlar aşağıdaki gibidir:
• Karbonmonoksit
• Nitrojen dioksit
• Kükürt dioksit
• Arsenik, asbest, benzen, kurşun, kloroflorokarbonlar, partikül madde ve dioksin

Hava Kirliliğinin Göz Sağlığı Üzerindeki Olumsuz EtkileriGözdeki Belirtiler

Hava kirliliğine bağlı göz probleminin sık gözlemlenen semptomları vardır ve bunlar aşağıdaki gibidir:
• Yanma ve kızarıklık
• Tahriş
• Sulanma
• İrin
• Şiddetli kızarıklık, alerji, kaşıntı, şişme ve gözleri açarken güçlük çekme
• Artan enfeksiyon riski
• Kaşıntı
• His kaybı
• Kırılma hataları ve renk görmede bozulmalar
• Katarakt
• Kanser
Bununla birlikte kuru göz sendromu (DES) tüm bunlar arasında en sık görülen şikayettir ve 50 yaş üstü kadınlarda iki kat daha sık görülür. Özellikle hasta kontakt lens kullanıyorsa gözün yüzeyi, iltihaplı ve kuru olur. Ayrıca artmış nitrojen dioksit seviyeleri ile ilişkili konjunktivit, başka bir yaygın özelliktir.

Yönetim

Göz semptomlarının enfeksiyon veya alerji olmadan tedavisi, gözleri temiz suyla yavaşça yıkayarak soğutmak ve ardından soğuk kompres yapmaktır. Göz damlasıyla yağlamak ve güneş gözlüğü kullanmak da yararlı seçeneklerdir. Ayrıca gözler tamamen iyileşene kadar kontakt lens ve göz makyajından kaçınılmalıdır.

Kaynakça:
ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/2685084
tandfonline.com/doi/pdf/10.1080/00022470.1960.10467894
journals.plos.org/plosone/article?id=10.1371/journal.pone.0167046
onlinelibrary.wiley.com/doi/pdf/10.1034/j.1600-0420.2003.00119.x

Yazar: Özlem Güvenç Ağaoğlu

Bunları da beğenebilirsin
Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu web sitesi deneyiminizi geliştirmek için çerezleri kullanır. Bununla iyi olduğunuzu varsayacağız, ancak isterseniz vazgeçebilirsiniz. Kabul etmek Mesajları Oku