Bilgiustam
Bilgiyi ustasından öğrenin

Kahvede Glüten Var Mıdır? Glütensiz Bir Diyette İçilmesi Güvenli midir?

A young woman on gluten free diet is saying no thanks to bread in a cafe
0 2.030

Kahve, küresel günlük tüketimde yalnızca su ve çaydan sonra gelen, gezegendeki en popüler içeceklerden biridir. Kahvede glütenin var olup olmaması çölyak hastalığı (ÇH) veya herhangi bir tür glüten intoleransı olan kişiler için, cevabı bilinmesi gereken önemli bir durumdur. Kahve, Gentianales takımına dâhil olan Rubiaceae familyasından (kökboyasıgiller) olan Coffea cinsi bir bitkinin çekirdeklerinden elde edilir. Rubiaceae ailesinin üyeleri dünyanın her yerinde bulunur. En büyük çeşitlilik merkezleri Orta ve Güney Amerika, Afrika, Madagaskar, Asya ve tropikal Pasifik adalarıdır. Bu yaprak dökmeyen bitkiler tipik olarak bir çalı veya küçük ağaç olarak büyür. Coffea türleri parlak, koyu yeşil yapraklara sahiptir ve küçük, hoş kokulu beyaz çiçek kümeleri üretir. Bunlar yerini küçük, genellikle kırmızı sert çekirdekli meyvelere bırakır. Genellikle kahve çekirdeği olarak anılsa da, sert çekirdekli meyveler aslında kahve bitkisinin tohumlarını barındırır. Tohumlar bir uyarıcı olan kafein içerir ve farklı tat profilleri oluşturmak için kurutulur ve kavrulur, öğütülür ve toz haline getirilir. Toz halindeki kahve su ya da süt ile pişirilerek içmeye hazırlanır. Farklı aromalara sahip olan türleri de piyasada bulunmaktadır. Bugün tüketilen ticari kahvenin çoğu, iki türden birinden, Coffea arabica ve Coffea canephora’dan (Robusta kahvesi) elde edilir. Aslen Afrika kökenli olsa da, Coffea arabica bugün dünyadaki tüm ülkelerde tropikal ve subtropikal bölgelerde yetiştirilmektedir. Brezilya her yıl diğer tüm ülkelerden daha fazla kahve üretmektedir. Diğer en iyi üreticiler arasında Vietnam, Endonezya, Etiyopya ve Kolombiya bulunmaktadır. Kahve ağaçları buğday, arpa ve çavdar ile aynı bitki ailesinin parçası değildir ve bu nedenle kahve çekirdekleri ve kavrulmuş kahve glüten içermez. Kişide çölyak hastalığı veya glüten intoleransı olsa bile kahve tüketilmesi güvenlidir. Sade kahve içenler, kahvelerinin tamamen glütensiz olduğundan emin olabilirler.

Glüten Nedir?

Kahvede Glüten Var Mıdır? Glütensiz Bir Diyette İçilmesi Güvenli midir?

Glüten, buğday, çavdar ve arpa gibi tahıllarda bulunan proteinler için her şeyi kapsayan bir terimdir. Buğday, arpa ve çavdar birlikte hemen hemen her gıdada bulunabilir. Buğday, inanılmaz sayıda yaygın gıdanın, en önemlisi temelde herkesin sevdiği yiyecekler olan makarna, ekmek, unlu mamuller ve kahvaltılık mısır gevreklerinde (içlerinde yulaf, mısır, buğday, pirinç gibi tahıllar yer alır) bulunan ana bileşendir. Arpa, buğdaydan daha az, çavdardan daha yaygındır ve malt, çorba ve birada bulunur. Çavdar, karşılaşma olasılığı en düşük olanıdır, ancak yine de çavdar ekmeğinde, çavdar birasında, çavdar viskisinde ve bazı tahıllarda bulunur. Çoğu ekmek, makarna ve unlu mamulde glüten bulunması beklenir. Ancak glüten biraz sinsidir ve şeker, enerji barları, et ikameleri, salata sosları, soya sosu gibi bazı soslar, çorba ve nadiren kahve (hazır, işlenmiş, süt veya kahve beyazlatıcı ilaveli kahveler) gibi daha az belirgin gıdalarda bulunabilir.

Glüten İle İlişkili Sağlık Durumları

Glüten alımı çölyak, glüten ataksisi, buğday alerjisi, çölyak olmayan (çölyak dışı) glüten duyarlılığı gibi bazı ciddi sağlık sorunlarına neden olur. Bir kişiye bu teşhislerden biri konduysa, semptomları tetikleyebilecek tüm glüten kaynaklarından kesinlikle kaçınmalıdır. Çölyak hastalığının dünyada görülme sıklığı % 1’dir. Ülkemizdeki oran %1 ile %0.03 civarındadır. 2022 yılı sonundaki verilere göre Türkiye’deki çölyak hastalarının sayısı (tanı konulmuş olanlar) 154 binden fazladır. Tanı konulmamış hasta sayısının da fazla olduğu tahmin edilmektedir. Çölyak hastalığı kalıtsaldır, yani ebeveynlerinde veya kardeşlerinde çölyak hastalığı varsa insanların çölyak hastalığına yakalanma olasılığı daha yüksektir. Yakın akrabalarında çölyak hastalığı olan kişilerde bu hastalığa yakalanma olasılığı %10’dur. Yine de genetik bakımdan yatkın olan kişiler mutlaka bu hastalığa yakalanmamaktadır.
Çölyak hastalığı, glüten içeren yiyecekleri yemek veya içecekleri içmekle tetiklenen anormal bir otoimmün tepkidir. Reaksiyon, ince bağırsağın iç yüzeyini etkileyen akut iltihaplanmaya neden olur. Çölyak hastası biri glüten tükettiğinde vücudunun bağışıklık sistemi sanki istilacı bir virüsmüş gibi ince bağırsaklarının bir kısmına saldırır ve sindirim için gerekli olan önemli yapılara zarar verir. Şişkinlik, ishal ve mide krampları en sık görülen semptomlardır ve ince bağırsağın hasar görmesi nedeniyle ortaya çıkarlar, bağırsağın temel besinleri ve enerjiyi emme yeteneği bozulur. Otoimmün hastalığı veya hassasiyeti teşhis edildikten sonra, diyetin izlenmesi ve glüten bileşenlerinin taranması, sindirim sorunlarını ortadan kaldırmanın anahtarıdır. Glütensiz bir diyetin Hashimoto tiroiditi (tiroid bezine zarar veren otoimmün bir hastalıktır) teşhisi konan hastalara da (kadınlarda erkeklerden daha yaygındır) yardımcı olabileceğini gösteren kanıtlar vardır.

Kahve veya Çekirdekleri Glütensiz Midir?

Kahvede Glüten Var Mıdır? Glütensiz Bir Diyette İçilmesi Güvenli midir?

Kısa cevap kesinlikle evettir, en azından, bir espresso veya americano ( sıcak su ile seyreltilen espresso) için durum kesinlikle böyledir. Kahvede veya kahvenin üretildiği kahve çekirdeklerinde glüten yoktur. Her kahve çekirdeği toplandığında glütensizdir. Kavurma ve öğütme işleminden sonra da kahve glüten içermez. Kahve çekirdeğinin glütensiz olmasının nedeni muhtemelen kahve çekirdeklerinin biyolojisinin glüten içeren otlardan çok farklı olmasıdır. Glüten, gliadin ve glütenin adlı iki protein molekülünden oluşur ve bunların işlevi, filizlendiğinde (çimlenme) tohumu besleyecek olan nişastaları depolamaktır. Dünyanın en sevilen tohumu olan kahve çekirdekleri glütene ihtiyaç duymaz çünkü filizlenmesi için diğer doğal şekerlere ihtiyaç duyar. Kahve (en temel haliyle) kahve çekirdekleri ve sudan hazırlanır. Şeker ve kahveye eklenen süt de glütensiz bir üründür. Bu bitki bazlı süt için de geçerlidir. Badem sütü veya hindistan cevizi sütü gibi popüler vegan süt türlerinin tümü glütensizdir. Ancak alternatif süt türlerinin kullanılması risk oluşturmaktadır. Yulaf sütü, glüten içeren ve çölyak hastalığı olan kişilerin içmesi güvenli olmayan alternatif sütün en iyi örneğidir. Glütenle ilgili sorunu olanlar tahıl içeren gıdalara karşı dikkatli olmalı ve emin değilse daima etiketi kontrol etmelidir. Nadir durumlarda, işlenirken veya krema ve şurup gibi katkı maddeleri ile yüklenirken kahveye glüten karışır. FDA, glüten miktarının milyonda 20 parçadan daha düşük olması durumunda ürünleri glütensiz kabul eder.

Kahvede Hangi Durumlarda Glüten Bulunabilir?

Kahveye giren temel bileşenler glütensiz olsa da demlenirken fazladan malzemeler eklediğinde sorunlar ortaya çıkmaya başlar. Normal şeker glüten içermese de yapay tatlandırıcılar glüten içerebilir. Karamel veya çilek şurupları gibi tatlı şuruplar ve tatlandırıcıların da glüten içerikleri açısından kontrol edilmesi gerekir. Vanilya veya çikolata gibi diğer aromalı kahveler genellikle glütensizdir. Farklı kahve türleri çikolata parçacıkları veya tarçın tozu gibi ek bileşenler içerebilir. Örneğin, klasik bir cappuccino, bol miktarda çikolata tozu ile tamamlanan en yaygın kahve türüdür. Glüten olabileceğinden ihtiyaç duyan kişiler malzemeleri kontrol etmelidir.
Glütene duyarlı bazı kişilerin (çölyaklı veya çölyaksız glüten duyarlılığı) hepsi olmasa da bazıları süt ürünlerine de duyarlı (süt intoleransı) olabilir. Kahveyi sütten uzak tutmak, sindirim sorunlarına yardımcı olabilir. Probiyotikler süt ürünleri toleransını önemli ölçüde iyileştirmektedir. Süt veya krema yerine geçen yapay bir ürün olan kahve kreması, çölyak hastalığı olan insanlar için özellikle sinsi bir tuzaktır çünkü glüten içermiyor gibi görünür ama eser miktarda da olsa vardır. Bazı kahve kreması markaları ürünlerini glütensiz, süt içermeyen kahve kreması olarak pazarlamaktadır. İçeceklere bazen daha fazla yoğunluk ve kıvam vermek için buğday unu gibi glüten bulunduran bileşenler eklenir. Bu nedenle bir kişi çölyak hastalığından veya glüten hoşgörüsüzlüğünden muzdarip ise gıda ya da içecek etiketlerini her zaman kontrol etmelidir. Kahve kreması glütensiz olsa bile, vücut için fazla besin değeri olmayan birçok karmaşık bileşen içeren yüksek oranda işlenmiş bir gıda olduğunu belirtmekte fayda vardır.

Hazır Kahveler Güvenli Mi?

Kahvede Glüten Var Mıdır? Glütensiz Bir Diyette İçilmesi Güvenli midir?

Sade, siyah hazır kahve glütensizdir fakat bu, tüm kahvelerin glütensiz olduğunu göstermez. Hazır kahveye dikkat edilmelidir. Esasen hazır kahveler (instant, çözünür, granül kahveler), öğütülmüş kahveden farklıdır çünkü kurutulmuş kahvenin özünden yapılırlar, ancak daha konsantredir. Hızlı kurutma işlemi veya dondurarak kurutma işlemi yoluyla bir toz kahve özü oluşturulur. Bu, sıcak suya eklediğinde, hızlıca bir fincan kahve oluşturmak için çözünür. Hazır kahve, çok yüksek oranda işlendiği için glüten içerebilir. Kahve, tatlandırıcılar ve süt tozu içeren hazır poşetlerde (bunlara genellikle 2’si 1 arada veya 3’ü 1 arada denir) glüten bulunabilir. Yetiştirme ve nihai ürün paketleme arasındaki süreç ne kadar uzunsa, glüten çapraz temas şansı o kadar yüksek olur. İçime hazırlamadan önce paket kontrol edilmelidir. Hazır cappuccino (süt miktarı daha azdır), latte(süt miktarı daha fazladır), mocha ve dondurularak kurutulmuş ve liyofilize edilmiş kahvenin diğer geliştirilmiş biçimleri, veganlara pazarlanan “hazır yulaf latte” gibi glütenle çapraz kontamine olabilen maddeler içerebilir. Çölyak hastalığı ve glüten duyarlılığı olan kişiler her zaman etiketleri kontrol etmeli ve yalnızca “glütensiz” olduklarını garanti eden markaları seçmelidir. Sade demlenmiş kahve, gizli glüten içeriklerine karşı en iyi seçimdir.

Glüten Kontaminasyonu

Kahve doğal olarak glütensiz olsa da buğday, çavdar veya arpadan kontaminasyon (bulaşma) varsa potansiyel bir glüten kaynağı olabilir. Sade kahve teknik olarak glütensiz olsa da, glüten bulunduran ürünleri de işleyen tesiste aynı ekipmanla işlendiyse kahve, tatlandırıcılar veya kremalar kontamine olabilir. Glütene karşı çok hassas olanlar için, bu gıda ürünlerine giren az miktarda glüten bile bir reaksiyona neden olabilir. Glütene duyarlı çoğu kişinin bu kadar dikkatli olmasına gerek olmasa da kişiler çok reaktifse, sertifikalı glütensiz ürünler aramakta fayda vardır. Her kahve türü için aynı barista makineleri kullanılıyorsa ve tatlandırıcılar gibi belirli bileşenler glüten içeriyorsa, kafelerde ve restoranlarda glüten kontaminasyonu olabilir. Kahve dükkânında glüten ürünlerinin bulunabileceğinden endişe edenler emin olmak için baristalara danışmalıdır. Glüten kontaminasyonu nadirdir, ancak ticarileştirilmiş ve işlenmiş ürünlerde ortaya çıkma olasılığı daha yüksektir. Glütensiz kahve markaları arayanlar kahvenin glüten bazlı ürünler işleyen bir fabrikada üretilip üretilmediğini kontrol etmek için satın almadan önce her zaman etiketi incelemelidir. Bir ürün ne kadar ucuzsa, tat ve doku için katkı maddeleri içerme olasılığı o kadar yüksektir. Tüm olasılıklarından kaçınmak ve glütenden uzak durmak için en iyi çözüm öğütülmüş kahve yerine (öğütme işlemi sırasında çapraz kontaminasyon mümkündür) organik, tam çekirdek kahve ve bir öğütücü satın almaktır. Kahve çekirdekleri evde öğütülmelidir. Çapraz kontaminasyonun meydana gelebileceği kahve dükkânlarından satın almak yerine kişiler kendi kahve içeceklerini hazırlamalıdır.

Kahvede Glüten Varlığı Söylentileri Nasıl Başlamıştır?

Kahvede Glüten Var Mıdır? Glütensiz Bir Diyette İçilmesi Güvenli midir?

Bir süre, gıda/sağlık topluluklarında kahvenin glütensiz bir gıda olarak kabul edilmediğine dair bir söylenti dolaşmıştır. Bu söylenti, kahve ve otoimmün hastalıklar arasındaki ilişkiyi analiz eden 2017 tarihli bir incelemeden kaynaklanmıştır. Bu bilimsel incelemeden kahve ve glüten çapraz reaksiyonu ile ilgili abartılı sonuçlar çıkarılmıştır. Söz konusu inceleme raporunun yalnızca kısa özeti okunursa, kahvenin glütensiz olmadığı (veya glüten içerebildiği) sonucuna kolayca varılabilir. İncelemenin özetinde kahve tüketiminin, çölyak hastalarında gliadin (glütenin ana bileşenlerinden biri) antikorları ile çapraz reaktivite ile ilişkilendirildiği belirtilmiştir. Yalnızca bu özet birçok sözde uzmanın kahvenin glütensiz bir diyetin parçası olamayacağını ve çölyak hastalığı, glüten intoleransı veya glüten duyarlılığından şüphelenen herkesin kahveden kaçınması gerektiğini iddia etmesine yol açmıştır. Oysaki inceleme ayrıntılı olarak okunduğunda yalnızca tek bir çalışmanın kahve ve glüten arasındaki çapraz reaktiviteyi test ettiği ortaya çıkmıştır. Dahası, sadece iki hazır kahve çapraz reaksiyon göstermiştir. Test edilen diğer kahvelerin hiçbiri çapraz reaksiyon göstermemiştir. Böylece, tüm kahvelerin glüten içermeyeceği net olarak anlaşılmaktadır.
Bilime dayalı tıp konusunda ciddi olan herkesin bir araştırma makalesinin tam metnini okumak için zaman ayırması ve tek paragraflık bir özetten sonuçlar çıkarmaması gerekir. Ayrıca, internette her okunan sağlık tavsiyelerine ve yayılan söylentilere her zaman güvenilmemeli, ileri okuma, araştırma yapılmalıdır.

Kahve Glüteni Taklit Edebilir Mi?

Glütene duyarlı veya glüteni tolere edemeyen kişilerde glüten çapraz reaktivitesi olarak adlandırılan duruma neden olan birkaç glütensiz yiyecek ve içecek vardır. Bunun nedeni, bu gıdalardaki proteinlerin vücut tarafından glütenle aynı şekilde istilacılar olarak algılanmasıdır. Süt ve sütten üretilen besinler, kazein proteinleri nedeniyle glüten sorunu yaşayanlar için en yaygın çapraz reaksiyona giren besindir. Ancak kahve aynı zamanda sorunlu proteinler içerir ve kahveye çapraz reaksiyonun aslında en şiddetli olanlardan biri olduğu bulunmuştur. 2013 yılında kahvenin çapraz reaksiyonunu inceleyen bir çalışma yayınlanmıştır. Araştırmacılar hazır kahve ve popüler öğütülmüş kahveler gibi yüksek oranda işlenmiş kahvelerin test deneklerinde en fazla çapraz reaktiviteyi ürettiğini bulmuşlardır. Araştırmacıların inandığı şey, organik, tam çekirdek kahveler çapraz reaksiyon sorunları üretmediğinden, tesislerde kahvelerin üretimi aşamasında gerçekleşen işlemlerin kendisinin soruna katkıda bulunduğudur. Daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulsa da, kahvedeki proteinlerin işleme sırasında vücudun onları bir tehdit olarak algılayacak şekilde değiştiği ve bunun da glütene duyarlı veya alerjisi olan kişilerde glüten ile aynı inflamatuar yanıtlara ve semptomlara neden olduğu düşünülmektedir. Süt ürünlerinde de aynı sorun görülmektedir. Sütün işlenmesi, süt proteinini değiştirir ve glüten benzeri bir reaksiyon oluşturur. Kahvenin çapraz reaktivitesinin rahatsız edici yönlerinden biri, migren, zihinsel bulanıklık ve yorgunluk gibi en yaygın semptomlardan bazılarının aslında insanların başka bir fincana uzanmasına neden olarak sinir bozucu ve zarar verici bir döngüye yol açmasıdır. Buna, birçok insanın kahvelerine bir çeşit süt ürünü eklediği gerçeği de eklenirse ve artık çapraz reaktif glüten benzeri enflamatuar hasara sahip olabilecekleri iki potansiyel yol vardır. Bunun da ötesinde, diğer araştırmalar kahveyi hipotiroidizm, Tip I Diyabet ve romatoid artrit gibi otoimmün hastalıkların bir nedeni olarak ilişkilendirmektedir.

Kahve Başka Sağlık Sorunlarına Neden Olabilir

Kahvede Glüten Var Mıdır? Glütensiz Bir Diyette İçilmesi Güvenli midir?


Kişilerin endişelenmesi gereken tek şey glüten değildir. Kafein de sindirim sisteminde sorunlara yol açabilir. Bir fincan kahvedeki kafein miktarı hazırlama yöntemine göre değişir, yani espresso, standart bir fincan demlenmiş kahveden daha fazla kafein içeriğine sahiptir. Çölyak hastalığı ya da glüten hasasiyeti (birbirinden farklı iki dudumdur) olanların sindirim sistemleri zaten hassastır. Bu yüzden içilen kahvedeki kafein sindirim sistemini aşındırarak kolayca zarar verebilir. Mide ve yemek borusunda mukozal bozulmaya katkıda bulunabilir ve glüten kaynaklı sindirim yolu hasarı olan birçok kişi düzenli kahve tüketimi ile ilgili sorunlar yaşar.
Özellikle çölyak hastalığı olan yeni teşhis edilmiş veya sindirim sorunlarını çözmeye çalışan kişilerde genel sindirimin iyi çalışmayabileceği unutmamalıdır. Kahvenin kendisi glüten içermese bile, kahvenin asitliği glütene karşı verilen tepkilere benzeyen karın ağrısı, kramp, reflü ve hatta ishal gibi belirtilere sebep olabilmektedir. Kahveyi ılık, laktoz içermeyen süt veya badem sütü (bire bir oranda) ile seyreltmek, kahve alışkanlığını bir türlü bırakamayanlar için semptomlara yardımcı olabilir.

Kahvenin Bir Sorun Olduğunu Düşünenler Ne Yapmalı?

Glütensiz bir diyete bağlı kalan, kaplamaları glüten içeren vitaminler gibi gizli glütenleri ortadan kaldıran ancak yine de mide veya bağırsak rahatsızlığı gibi semptomlar yaşayanlar ve buna kahvenin neden olabileceğini düşünenler bir hafta boyunca kahveyi diyetlerinden çıkarmalı, bunun olumlu değişiklikler yaratıp yaratmadığına bakmalıdır. Bu arada kafein ihtiyacının giderilmesi için siyah veya yeşil çay içilebilir. Genellikle ikindi kahvesi içenler sabahları sıcak çay ve öğleden sonraları buzlu çay içmeyi deneyebilir. Vücuttaki antijen yükü önemli ölçüde azaldığında (kahve içilmeyen bir haftadan sonra),kişiler sabahları sadece bir fincan kahve içmeyi deneyebilir, ancak organik, tam çekirdek kahve olmasına dikkat edilmelidir. Kahve içilmeyen birkaç günün ardından semptomlar azaldıysa veya tamamen ortadan kalktıysa ve sonrasında içilen bir fincan tam çekirdek kahve herhangi bir semptom göstermiyorsa, o zaman normal kahve alımına dönülebileceğini söylemek güvenlidir ancak hazır kahveden uzak durulmalıdır.

Glütensiz Kahve Alternatifleri

Kahvede Glüten Var Mıdır? Glütensiz Bir Diyette İçilmesi Güvenli midir?

Sağlık sorunu yaşayan kişiler sırf glüten intoleransları ve kahvede belli durumlarda glüten bulunma olasılığı olduğu için kahve içme keyfinden vazgeçmek zorunda değildir. Kahveye alternatif olarak çeşitli bitki kahveleri denenebilir. Bitki kahveleri resmi izinle üretilir ve pazarlanır. Bunlar bazı yabani ve endemik (menengiç veya bıttım, keçiboynuzu, çörekotu, kenger, karahindiba, nohut, hurma gibi) bitkilerden üretilmektedir. Bu alternatifler kahve bitkisindeki gibi çekirdeklerden değil, adı geçen bitkilerin farklı kısımlarının temizlenmesi, yıkanıp kurutulması ve öğütülmesi ile elde edilir. Bitki kahveleri Avrupa’da 1895’li yıllarda savaş sebebiyle ortaya çıkan kahve sıkıntısı nedeniyle birçok bitkinin (badem, pancar kökü, meşe palamudu, havuç, bezelye, havuç gibi ) kavrulmasıyla ortaya çıkmış ve yaygınlaşmıştır. Lezzet beklentilerini karşılayabilecek kahve alternatifleri muhtemelen ortalama bir mağazada bulunamayabilir ancak sağlıklı gıda mağazaları veya Amazon gibi online alışveriş siteleri glütensiz, kafeinsiz kahve alternatifleri bulmak için harika yerlerdir. En iyi glütensiz kahve alternatifleri şunlardır:
*Hindiba kahvesi
Kavrulmuş hindiba kökü bir kahve alternatifidir. Hindiba acı bir sebzedir ancak kavrulup öğütüldüğünde mükemmel bir kafeinsiz kahve alternatif haline gelir. Ayrıca bu bir prebiyotiktir yani bağırsaklardaki iyi bakterileri besler ve bu da genel olarak daha iyi sağlığa katkıda bulunur.
*İncir çekirdeği kahvesi
Saf organik kavrulmuş ve öğütülmüş incirden yapılan, GDO’suz, glütensiz bir kahve alternatifidir. Kafeinsiz bir kahve alternatifi olarak tek başına içilebilir veya asit, kafein ve tansiyon artışını dengelerken sağlık yararlarını artırmak için en sevilen bir kahveye eklenebilir.
*Hurma çekirdeği kahvesi
Hurma çekirdeği kahvesi kavrulmuş ve öğütülmüş hurma çekirdeklerinden yapılır. Alışılmadık ve egzotik bir kahve ikamesidir. Hurma çekirdeği tozu tüketmek tamamen güvenlidir ve aynı zamanda sağlıklıdır. Hurma çekirdeği, hurmanın kendisinden 10 kat daha fazla antioksidan özelliğiyle bilinen polifenol içerir. Çekirdekler, çıtır çıtır olmaları ve onlara mükemmel aromayı vermeleri için önce iyice kavrulur. Bu kavrulmuş hurma tohumları daha sonra toz haline gelmesi için öğütülür. Hurma çekirdeği tozu, kahveye çok benzer görünüm ve tada sahiptir ve kahve yapmak için kolayca kullanılabilir. Hurma çekirdeği kahve tozu, %0 kafein içerir, bu da onu kahve alımını sınırlamaya çalışanlar için ideal bir seçim yapar. Asidik değildir, glütensizdir, kafeinsizdir ve tıpkı kahve gibi anında enerji verir.
Bitkisel alternatifler bulunmakla birlikte kahve ikameleri her zaman glütensiz değildir çünkü bazıları arpa içerir, bu nedenle satın almadan önce daima etiket kontrol edilmelidir.

Kaynakça:

https://coffeeaffection.com/is-coffee-gluten-free/
https://unocasa.com/blogs/tips/is-coffee-gluten-freehttps://www.glutenfreesociety.org/is-coffee-safe-on-a-gluten-free-diet/
https://www.glutensiz.net/gluten-bulunmayan-glutensiz-icecekler/
http://www.gidahareketi.org/haber-bitkisel_kahvelerimize_sahip_cikalim-997

Yazar: Müşerref ÖZDAŞ

Bunları da beğenebilirsin
Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu web sitesi deneyiminizi geliştirmek için çerezleri kullanır. Bununla iyi olduğunuzu varsayacağız, ancak isterseniz vazgeçebilirsiniz. Kabul etmek Mesajları Oku