Bilgiustam
Bilgiyi ustasından öğrenin

Ergenliğe Geçişi Yaşayan Öğrencilerin Özellikleri

0 384

Ergenliğe Geçişi Yaşayan Öğrencilerin ÖzellikleriÖğrenci, ortaokula gelmeden önce fizyolojik ve sosyolojik olarak bir çok basamaktan geçmiştir. O, artık çocukluktan çıkma gençliğe ilk adımı atma kapısındadır. Bu dönem 13-15 yaş arasını kapsar. Bu dönem çocukları;”Teorik konulara ilgi duyarlar, uzun ve dikkat isteyen çalışmalardan hoşlanırlar. Okuma ilgi ve becerileri bu yaştan itibaren farklılık göstermeye başlar. Spor, eğlence, fen ve tabiat konulu araştırmalara ve araştırma yazılarına ilgi duyarlar. Düşüncelerine önem verilmesinden hoşlanırlar. Algılama becerileri birbirinden farklılık gösterir. Bu dönem çocukları birbirinden hızlı ve farklı bir gelişim sürecine girerler.Bu döneme soyut düşünme dönemi de denir.Bu dönemde mantıksal düşünme, yetişkinler düzeyine eriştiği dönemdir. Bu dönem çocukları kurdukları denenceleri, sınamadan geçirir, soyut düşünür, genellemeler yapar ve soyut kavramları kullanarak bir durumdan diğer bir duruma geçebilirler. Bu yaş çocuklarına her yönden dikkatli davranmak gerekir. Bu anlamda ilk görev ailelere düşmektedir. Ailenin çocukla iletişimi, yetiştirmeyi sağlıklı yapabilmek için sağlam temellere dayanması şarttır.Aile içindeki bireyler, değişik roller alırlar ve bu roller aracılığıyla ortaya değişik ilişki sistemleri çıkar. Her bir sistem ve bu sistem içinde yer alan her rol, kendine özgü bir kişilik ve davranış yapısı oluşturur.

Ergenliğe Geçişi Yaşayan Öğrencilerin ÖzellikleriBu roller kalıplaşmış davranışlardan çıkmalı, çocuğa sert davranmanın onun karşısında otoritelerini kaybetme korkusu gütmeden kendilerini onun gibi düşünmeye adapte etmelidir. Çocuk bu yolla kazanılabilir. Gelenekselleşmiş yöntemlerle yetişmiş anne babalar kendileri çocuk sahibi olduklarında bile anneye, özellikle de babalarına karşı mesafelidirler. Birçok duygu ve düşüncelerini onlarla paylaşamazlar. Duygu ve düşüncelerini arkadaşlarına veya kendilerine yakın hissettikleri insanlarla paylaşırlar. Demokratik ortam çocuğun kişilik yapısının sağlam olmasına ortam yaratır.
Öğrencinin yetiştirilmesinde diğer en önemli faktör tabii ki öğretmendir. Çünkü öğretmen anne, babadan sonra çocuğun zeka ve kişilik gelişiminde en büyük pay sahibidir. “Ana/ baba, öğretmenin birey olarak kişilik özelikleriyle karışmış biçimde, aile/ sınıf biriminin yapısı, çocuğun yetişme biçimini belirler” Özellikle ilköğretim birinci kademede öğretmen anne, babanın yaptırımlarından daha fazla bir güce sahiptir. Bu yüzden öğretmen- öğrenci ilişkileri yadsınamayacak kadar önemli bir boyuttadır. Öğretmenin öğrenciye karşı tüm tavır ve davranışlarını dikkatle seçmesi gerekir. Öğretmen tatlı sert bir tavır içinde, dersi sezdirerek ve severek vermelidir.

Öğretmen sınıf içerinde birbirinden tamamen farklı özelliklere, farklı yetişme şartları içerisinden gelmiş çocuklara aynı anda hakim olmak ve onları ve eğitmek zorundadır. Elbette bu kolay bir iş değildir fakat öğretmeni öğretmen yapacak da tüm bu özelliklere sahip olabilmesidir. Öğretmen öğrencilerine saygı duyulması gerektiğini öğreterek işe başlamalıdır. Ders esnasında öğrencileri sıkmamalı, gururlarını kırmamalıdır.

Ergenliğe Geçişi Yaşayan Öğrencilerin ÖzellikleriSınıflara göre öğrenci özelliklerini incelersek:

İlköğretim birinci kademeden ikinci kademeye geçişin yaşandığı ilk yıl 5.sınıftır. Bu yılda öğrencilerin en büyük problemi uyumsuzluktur. Bu uyumsuzluk öncelikle öğretmen yönündendir. Çünkü birinci kademede tüm ana dersleri bir öğretmenle birlikte yürütmektedir. Fakat ikinci kademeye geçtiklerinde her derse giren farklı bir öğretmenin oluşu bocalamaya sebep olur. Öğrencinin birden fazla öğretmenle uyumu 5.sınıfın en önemli özelliklerindendir. Diğer bir sorun da derslere ayrı ayrı önem vermesi gerektiği bilincinin yerleşmesidir. Görülen bir gerçektir ki; birinci kademede Türkçe, Matematik, Hayat Bilgisi gibi derslere daha fazla önem verilmekte, özellikle bu bahsi geçen derslerde başarılı öğrencilerin diğer ders notları da aynı orantı da yükseltilmektedir.
İkinci kademede ise tüm derslere farklı öğretmen, daha yoğun bir müfredat öğrenciyi etkiler. Eğitim ve öğretim yılları içerisinde en hassas yıllardan biri olan 5.sınıfta kullanılan her öğreti aracı bu anlamda daha da önem kazanır.Öğrencinin sıkılmadan kazanım elde edebilmesi hem öğretmen hem öğrenci için faydalıdır. Öğrenciye verilmesi gereken tüm eğitim ve öğretim faaliyetleri, sezdirme yöntemiyle öğrenciye verilmeli, bu da ancak severek ve isteyerek mümkün olabilir.

Ergenliğe Geçişi Yaşayan Öğrencilerin Özellikleri6. sınıf öğrencileri artık okula, arkadaşlarına, derslere farklı öğretmenlerin girmesine alışmıştır. Bu sınıfta dersler zorlayıcı olmamakla birlikte daha rahat geçecek bir eğitim- öğretim yılı olur.
7. sınıf öğrencileri, özellikle de kız öğrencilerin, ergenlik dönemi dediğimiz değişimin en hızlı biçimde yaşandıkları bir süreçtir. Vücut yapısındaki belirgin değişiklik , öğrenci üzerinde olumsuz etki yapmaktadır. Bu değişim ve gelişim içerisinde olan öğrencinin, zihni, derslerden çok kendisiyle ilgilenmektir. Çünkü; bu dönemde bilinçli bir aileye ve okulunun rehberlik ve psikolojik danışmanlık servisine sahip olması gereklidir. Çocuk bu dönemi ancak aile, okul ve arkadaşlarının yardımıyla sorunsuz atlatabilir. Bu yüzden 7. sınıf öğrencisine karşı davranış tarzı çok önemlidir. Öğrencinin bu dönemi dikkate alınmalı, tavır ve davranışlar iyi ayarlanmalıdır.

Ders içerisinde öğrencinin olumsuz davranışlarına cezalar sınıf içerisinde değil, bire bir konuşularak halledilmeye özen gösterilmelidir. Böylece gurur kavramının yoğun olduğu bu dönemde bire bir görüşmeler o öğrenciyi bir birey olarak kabul etmenin bir göstergesidir. Ödüllendirmenin ise sınıf içerisinde yapılması öğrencinin gururunun okşanmasını sağlar.
8. sınıf ; lise giriş sınavına hazırlıkların, ergenlik döneminin özelliklerinin yoğunlaştığı bir yıldır. Öğrenciler üzerindeki aile ve okulun, sınava hazırlık baskısı, yaş döneminin özellikleri öğrencileri psikolojik olarak çok bir süreç içerisine sokar. Bu dönemde öğrencilere mümkün olduğunca sıkmadan bilgi verilmeli, bilgiler yine sezdirme yöntemiyle, ağırlık olarak da okuma, anlama ve anlatıma ayrıca önem verilmelidir.

Kaynakça:
(YALÇIN, Alemdar,AYTAŞ, Gıyasettin 2002:17)
[ GÜLERYÜZ, Hasan, 2002:9 (Morgan, 1982:64-65)]
(KÜÇÜKAHMET, Leyla, 2001:12)
(KÜÇÜKAHMET, Leyla, 2001:15)

Yazar:Serpil Altunyay

Bunları da beğenebilirsin
Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu web sitesi deneyiminizi geliştirmek için çerezleri kullanır. Bununla iyi olduğunuzu varsayacağız, ancak isterseniz vazgeçebilirsiniz. Kabul etmek Mesajları Oku