Glikoz vücut için önemli bir yakıt kaynağıdır. Tip 2 diyabet, vücudun şekeri (glikozu) metabolize etme şeklini etkileyen kronik bir durumdur. Tip 2 diyabet ile vücut ya şekerin hücrelere hareketini düzenleyen bir hormon olan insülinin etkilerine karşı koyar ya da normal glikoz seviyelerini korumak için yeterli insülin üretmez. Eskiden yetişkinlerde başlayan diyabet olarak bilinse de bugün daha fazla çocuğa tip 2 tanısı konulmaktadır. Tip 2 diyabet, yaşı ne olursa olsun herkesi etkileyebilir. T ip 2 diyabet belirtileri genellikle yavaş gelişir. Erken belirtiler gözden kaçabilir, bu sebeple etkilenenler durumun farkında bile olmayabilir. Tip 2 diyabetin erken evrelerinde her üç kişiden biri bunun farkında değildir. Diyabet, vücudun enerji üretmek için karbonhidratları metabolize etme yeteneğini etkileyerek kan şekerini yükseltebilir ve kronikleşirse ciddi olabilecek sağlık sorunları gelişebilir. Kan şekerinin yüksek olmasının olası sonuçları şunlardır:
*Sinirle ilgili problemler
*Görme kayıpları
*Eklem deformiteleri
*Kalp ve damar hastalıkları
*Hayatı tehdit edebilen diyabetik koma
Tip 2 Diyabetin Belirtileri
* Susuzluk: Tip 2 diyabeti olan kişilerin spesifik semptomları olmayabilir ancak susuzluk hissinin artışı durumun karakteristik belirtisidir. Artan susuzluk, idrara sık çıkılması, olağan dışı açlık hissi, ağızda kuruluk ve kilo alımı ya da kilo kaybı gibi diğer belirtilerle birlikte görülebilir.
*Baş ağrısı: Kan şekeri yüksekliği devam ettiğinde ortaya çıkabilecek diğer bazı belirtiler bulanık görme, yorgunluk ve baş ağrısıdır.
*Enfeksiyonlar: Tip 2 diyabet genellikle sadece olumsuz sağlık sonuçları belirginleştikten sonra tanımlanmaktadır. Bazı enfeksiyonlar ve iyileşmesi uzun süren yaralar birer uyarıdır. Diğer işaretler arasında idrar ve mantar enfeksiyonlarının sık görülmesi ile ciltte kaşıntı bulunur.
*Cinsel işlev bozukluğu: Tip 2 diyabet sonucunda cinsel sorunlar ortaya çıkabilir. Diyabet, cinsel organlarda bulunan sinirlere ve kan damarlarına zarar verebileceği için duyumda azalma gelişebilir, orgazmla ilgili sıkıntılar görülebilir. Kadınlarda görülen vajinal kuruluk ile erkeklerde görülebilen iktidarsızlık diyabetin diğer komplikasyonlarıdır. Tahminlere göre, hastalıkları ilerledikçe diyabetli erkeklerin yaklaşık %35 -70’i iktidarsızlık yaşayacaktır. İstatistikler diyabeti olan kadınların cinsel işlevle ilgili sorunlar yaşama olasılığının 1/3 olduğunu göstermektedir. Bunlardan başka yorgunluk, bulanık görme, koyulaşmış cilt bölgeleri (genellikle koltuk altı ve boyunda) gibi diyabet belirtileri de vardır. Tip 2 diyabet belirtileri fark edildiğinde ya da şüphe duyulduğunda bir doktora danışılmalı, yapılan testlerle doğrulanması sağlanmalıdır.
Tip 2 Diyabet Riskini Neler Artırır?
Yaşam tarzı ve tıbbi sorunlara bağlı olarak tip 2 diyabet riski artabilir. Risk faktörleri aşağıda belirtilmiştir:
*Sigara içiyor olmak
*Aşırı kilolu olmak (özellikle bel çevresinde aşırı yağlanma)
*Egzersiz azlığı veya yokluğu
*İşlenmiş etler, yağlı, tatlı ve kırmızı etler bakımından zengin beslenmek
* Trigliserid seviyesinin 250 mg/dL’nin üzerinde olması
*HDL kolesterol (iyi kolesterol) seviyelerinin düşük (35 mg/dL’nin altında)olması
Tip 2 Diyabetin Kalıtsal Risk Faktörleri
Bazı risk faktörlerinin kontrol edilmesi mümkün olmayabilir. Hispanikler, Asyalılar, Yerli Amerikalılar ve Afrikalı Amerikalılar diyabet bakımından ortalamanın üzerinde bir riske sahiptir. Diyabetli bir aile öyküsü (anne, baba veya kardeşlerin) olması riski artırır. 45 yaşın üstündeki kişilerin gençlere göre tip 2 diyabet gelişme riski daha yüksektir.
Kadınlarda Tip 2 Diyabet Riskleri
Gebelik sırasında gestasyonel diyabet oluşan kadınların yaşamlarının sonraki dönemlerinde tip 2 diyabet gelişme riski daha yüksektir. Aynı durum kilolu ( 4 kilodan fazla) bebek doğuran kadınlarda da geçerlidir.
Polikistik over sendromu: Polikistik over sendromu, yumurtalıklardaki birçok küçük kist, düzensiz adet dönemleri ve yüksek seviyede androjen hormonu ile karakterize bir sağlık problemidir. İnsülin direnci polikistik over sendromunun belirtilerinden biri olduğu için bu duruma sahip kadınların diyabet bakımından daha yüksek risk altında olduğu kabul edilir.
İnsülinin Çalışma Şekli
İnsülin, vücudun verimli bir şekilde glikozu enerji elde etmek için kullanmasına izin veren bir hormondur. Karbonhidratlar sindirim sisteminde şekere dönüştükten sonra kan dolaşımına glikoz geçer ve insülini uygun miktarda salgılaması için pankreas uyarılır. İnsülin, vücuttaki hücrelerin glikoz şekerini enerji verici olarak almasını sağlar.
İnsülin Direnci
Tip 2 diyabet çeşidinde, vücuttaki hücreler glikozu uygun şekilde alamadığı için kandaki glikoz yüksek seviyelere çıkar. İnsülin direnci, vücut insülin üretebilse de, hücrelerin salgılanan insüline olması gerektiği gibi tepki vermemesidir. Zamanla, pankreasın ürettiği ve salgıladığı insülinin miktarı azaltır.
Tip 2 Diyabetin Teşhisi
Hemoglobin A1c adlı bir testi, kandaki glikozillenmiş hemoglobin (glikoza bağlanmış hemoglobin) miktarını ölçer, önceki 2–3 aylık bir dönemde kanda bulunan ortalama şeker seviyeleri hakkında bilgi sağlar. Hemoglobin A1c seviyesinin % 6,5’in üzerinde olması diyabeti düşündürür. Bir başka tanı testi de açlık kan şekeridir. Açlık kan şekerinin seviyesi 126’nın daha üstündeyse diyabetin varlığını gösterir. 200’ün üzerindeki kan şekeri seviyesi de diyabetle tutarlıdır.
Tip 2 Diyabette Yapılması Gerekenler
*Diyet: Kandaki şeker seviyesini kontrol altında tutmak, diyabetin komplikasyonlara yol açma riskini azaltmaya yardım edebilir. İlgili doktor, sağlıklı beslenme planı oluşturulmasına yardım etmesi için hastayı bir danışmana ya da diyetisyene yönlendirebilir. Tip 2 diyabeti olan birçok insanın karbonhidrat alımının izlenmesi ve kalorilerin azaltılması gerekir. Toplam protein ve yağ tüketiminin de izlenmesi önerilir.
*Egzersiz: Yürüyüş dahil yapılan düzenli egzersizler tip 2 diyabet hastalarının kan şekeri seviyelerinin düşmesine yardımcı olur. Fiziksel aktiviteler ayrıca kan basıncını ve vücuttaki yağ miktarını düşürür, kalp-damar hastalıkları önleyebilir. Tip 2 diyabete sahip kişilerin günde sadece 30 dakika hafif egzersiz yapması önerilir.
* Stresin azaltılması: Stres, diyabet hastaları için endişe vericidir. Stres kan basıncı dışında kandaki şeker seviyesini de artırır. Diyabetli çoğu kişi hastalıklarını yönetme konusunda gevşeme tekniklerinden (hayalinde canlandırma, nefes egzersizleri veya meditasyon gibi) yararlanabilir. Sosyal destek ağlarına katılmak, insanlarla iletişim kurmak, akraba veya arkadaş, din adamları veya danışmanla konuşmak da işe yarar.
* Ağızdan alınan ilaçlar: Kan şekeri egzersiz ve diyetle yeteri kadar kontrol edilemezse tip 2 diyabetlilere ağızdan alınan ilaçlar önerilir. Bu tür diyabet ilaçlar, en iyi sonuçların alınabilmesini sağlamak için birkaçı bir arada kombinasyon şeklinde kullanılabilir. Bazı ilaçlar insülin üretimini arttırırken, bazıları vücutta insülin kullanımını iyileştirir, diğerleri kısmen nişastanın sindirimini engeller.
* İnsülin: Tip 2 diyabeti olan bazı insanlar bazen ağızdan alınan ilaçlarla beraber insülin de alır. İnsülin, artan kan şekerine cevap olarak pankreasın artık insülin üretmemesine sebep olan ve tip 2 diyabetlilerde ortaya çıkabilen beta hücre yetmezliğinde de kullanılmaktadır. Pankreas insülin üretemezse, insülin tedavisi gerekir.
*İnsülin olmayan enjeksiyonlar: Enjeksiyon formunda vücuda verilen ve tip 2 diyabetinin tedavisinde kullanılan, insülin içermeyen liraglutid (Victoza), eksenatid (Byetta) ve pramlintid (Symlin),gibi başka ilaçlar da mevcuttur. Bu ilaçların görevi insülin salgılanmasını uyarmaktır.
Kan Şekerinin Kontrolü
Doktor tip 2 diyabetli bir hastaya kan şekerini ne sıklıkta kontrol etmesi gerektiğini söyleyecektir. Bu, diyabetin ne kadar kontrol altında olduğu konusunda fikir verir, yönetim planının değiştirilmesi gerekip gerekmediğini gösterir. Kan şekeri sabah ilk iş olarak, yemeklerden önce ya da sonra, egzersiz yapmadan önce veya sonra, hatta yatmadan önce kontrol edilebilir.
Tip 2 Diyabete Bağlı Kalp Krizi
Diyabeti olan kişilerin yaklaşık 2/3’si kalp hastalığından ölmektedir. Kan şeker seviyesinin yüksekliği zamanla kan damarlarına zarar verebilir ve pıhtılaşma riski artabilir. Bunlar kalp krizi geçirme riskini artırabilir. Diyabeti olan insanlar kan damarlarının hasar görmesi nedeniyle inme riski altındadır.
Tip 2 Diyabetle İlgili Böbrek Riskleri
Diyabetli kişilerde kronik böbrek hastalığı oluşma riski zaman geçtikçe artar. Böbrek yetmezliğinin yaygın nedenlerinden biri diyabettir. Diyabetin kontrol altında tutulması böbrek yetmezliği oluşma riskini azaltabilir. Hastaya verilen ilaçlar ayrıca diyabetli kişilerin böbrek hastalığına yakalanma riskini azaltabilir.
Tip 2 Diyabete Bağlı Göz Hasarı
Diyabetik retinopati denilen durumda zamanla kan şeker seviyesinin yüksekliğine bağlı olarak gözün retinasındaki küçük kan damarlarında hasar oluşur, böylece kalıcı ve ilerleyici görme kaybı oluşabilir. Diyabetik retinopati, yaşı 20–74 arasında olan kişilerdeki körlüğün yaygın nedenleri arasındadır..
Tip 2 Diyabete Bağlı Sinir Ağrısı
Karıncalanma, uyuşma ve iğne batması hissi, diyabetik nöropatiye bağlı sinir hasarının belirtileridir. En çok ellerde, ayaklarda, el veya ayak parmaklarında görülür. Diyabetin kontrol altına alınması bu komplikasyonları önlenmeye yardım edebilir.
Tip 2 Diyabete Bağlı Ayak Hasarı
Diyabet nedeniyle oluşan sinir hasarı ayak yaralanmalarının hissedilmesini zorlaştırabilir. Ayrıca kan damarlarına verilen hasar diyabetlilerin ayaklarındaki dolaşımın azalmasına neden olabilir. Yavaş iyileşen yaralar ve kangren, ayaklarda ortaya çıkabilecek diyabete bağlı
komplikasyonlardır. Şiddetli vakalar ampütasyon (ayağın kesilmesi) ile sonuçlanabilir.
Tip 2 Diyabet Nasıl Önlenebilir
Tip 2 diyabet, çoğu kez önlenebilir. Sağlıklı beslenerek, orta derecede egzersiz yaparak, sağlıklı kiloyu koruyarak diyabete bağlı komplikasyonların görülme sıklığı da azaltılabilir. Risk altındaki kişilerin diyabet ile prediyabet bakımından taranması da yararlıdır, bu yolla erken dönemlerde hastalığın yönetimine başlanabilir. Bu, uzun vadede problem yaşama riskini düşürür.
Kaynakça:
https://www.turkdiab.org
https://www.onhealth.com
https://www.mayoclinic.org
Yazar: Müşerref Özdaş