Uçaklar gündelik hayatımızın bir parçası haline gelmiştir. Oysa ilk uçağın sadece 45 saniye kadar havada kaldığını biliyor muydunuz? Şimdi ise 18 saatlik non-stop uçuş rekorları kırılmaktadır. 100 yılı aşkın bir geçmişi olan havacılık ya da uçak sanayi, her geçen gün daha da gelişmektedir. Uçakların yapımı başlı başına bir olay olsa da bunarın yapımı sonrasında sürekli bir biçimde bakıma muhtaç birer ”bebek” olmaları işin en stresli yanlarındandır. Çok uzun süre havada kalabilen ve bu sayede zamanı ve mekanı kısmen de olsa aşabilen uçaklar, bu sayede hayatımızı kolaylaştırmaktadır. Her ne kadar para verip uçsak da, uçakların bu uçuşlara nasıl hazırlandığını çok azımız bilmektedir. Her uçağın rutin kontrol dönemleri vardır ve bunların yapılması yasal olarak da zorunludur. Her yıl milyonlarca insanın tercih ettiği bu hava araçları halen dünyanın en güvenilir taşıtlarındandır. Aslında bunun nedeni, söz konusu piyasanın hemen birçok piyasadan daha büyük ve özünde risk barındırıyor olmasıdır. Bir şeyin riski ne kadar yoğunsa ona karşı dikkat kesilme eğilimi de doğru orantılı bir şekilde o kadar fazla olmaktadır. Bu yüzden uçaklar halen dünyanın en sıradışı araçlarıdır. Hem güven hem de konforun bir arada sunulduğu bu devasa cihazlar, içlerinde gerek elektronik gerekse de mekanik bazda çok sayıda parçaya sahiptir. Bu parçalardan her biri uçağın güvenli bir uçuş gerçekleştirmesi bağlamında kilit bir rol oynar. Küçük bir vida dahi, bir uçağın düşmesi için yeterli olabilir. Bu konuda çok sayıda uçak kazası örneği bulunur ki, bir arının devasa bir uçağı nasıl düşürebileceği bile insanoğlunun karşılaştığı karmaşık durumlardan biri olarak kayıtlara geçmiştir.
Bu yüzden uçaklar, belirli bir yasal zeminde sürekli denetime tabidir ve bu mutlaktır. Hiçbir şekilde esnetilemez. Bunun için çok sayıda çalışana ihtiyaç duyulması da kaçınılmaz sonlar arasında yer alır ki, bu alanda başta Türkiye olmak üzere çok ciddi bir açık vardır. Bu açık nasıl giderilir hava yolu şirketleri işte bunun üzerinde çalışma yapmaktadır. Uluslararası ve ulusal birçok havayolu şirketi teknik eğitim veren kurumlarla yeni uçak teknisyenleri yetiştirilmesi konusunda çeşitli anlaşmalar yapmıştır. Ülkemizde de buna benzer ikili kurumsal anlaşmalar bulunsa da yine de istihdam açığı tam olarak giderilebilmiş değildir. Bunun için her yıl çok sayıda genç istihdam edilmek için eğitilmektedir. Ancak bunların çok azı, eğitimler sonucunda başarılı olup, istihdam aşamasına geçebilmektedir.
Başvuru yapanlar arasında çok az istihdama elverişli kişinin bulunması beraberinde ciddi anlamda sorunlara yol açmakta. Günümüz Türkiye’sinde en hızlı gelişen sektörlerin başında havacılık gelmekte ve bu anlamda çok sayıda Türk havayolu şirketi, yaşanan istihdam açıklarını gidermek için yeni ilanlar vermektedir. Bu ilanlar arasında uçak bakım görevlileri hatırı sayılır bir yer tutar. Ancak bunun için belli başlı şartları taşımak da adaylardan aranan özellikler arasında yer alır. Öncelikle meslek lisesi mezunu olma şartı ve Türk pasaportu taşıyabilme durumudur. Bu ilk iki kriter olarak karşımıza çıkar. Sonrasında ise, yeterli düzeyde İngilizce konuşabilmektir. Bunun haricinde temel olarak uçak teknisyenlerine sorulan sorular sorulur ve de bu sayede eleme gerçekleştirilir. Eğer uçak teknisyeni olmak istiyorsanız bu durumda 30 yaşını tamamlamamış olmanız gerekir. İşkur’un ilanlarını takip ederseniz çok farklı bölgelerde kurslar olduğunu görürsünüz. Her yıl iki ila üç kez rutin olarak kurs duyurusu yapılır.
Kaynakça:
http://www.ucakteknisyeni.com/ucak-bakim-teknisyeni-nasil-olunur.html
Yazar:Emir Karasu