Kafein alerjisinden habersiz, 25 yıl boyunca kafeinli ürünleri almaya devam eden bir hastanın nihayetinde fiziksel ve zihinsel sağlığı kötüleşmiş ve 1999’da kendisine kişilik bozukluğu ve bipolar bozukluk teşhisi konmuş, kilitli bir koğuşa kapatılmıştır. Literatürlere geçen bu hastaya sonunda, bilge ve dikkatli bir doktor tarafından kafein alerjisi tanısı konmuştur.
Kafein Duyarlılığı/Kafein Alerjisi
Kafein; kahve, çay, kola, kakao ve çikolatada bulunan bir bağımlılık uyarıcıdır. Ayrıca bazı reçeteli ve reçetesiz ilaçlarda da bulunmaktadır. Kafein, adrenal bezleri kortizol ve adrenalin gibi stres hormonları üretmeye zorlar. Bazı insanlar sonuç olarak kendilerini rahat ve uyanık hissederlerken, diğerleri bu adrenaline karşı hassastır ve vücutları “kaç veya savaş” tepkisine maruz kalır. Bu tepkiler sırasında nabız, kalp atışları ve nefes alış verişi hızlanır, kas gerginliği artar. Bu fizyolojik tepkiler kaygı durumlarını belirtir. Etkilenen kişi titrek, gergin, huzursuz, endişeli hissedip uykusuzluk yaşayabilir. Kafein alerjisi olan hastada hapşırma, kaşıntılı bir ağız, ses kısıklığı, nefes almada zorluk, kurdeşen, şişmiş boğaz, dudak, yüz, yutma zorluğu, bayılma, kalp çarpıntısı, göğüste ağrı veya hiperventilasyon görülebilir.
Gerginlik ve Sinirlilikten Psikoza
Bu korkunç fiziksel semptomlara psikiyatrik cevaplar eşlik eder. Kafein tüketiminin derecesine bağlı olarak insanlar kafa karışıklığı, odaklanamama, baş dönmesi, ruh hali değişimleri, kaygı, ışık hassasiyeti ile, kadınlar ayrıca PMS (premenstrual sendrom ya da adet öncesi sendromu) ile de karşılaşabilir. Tıp doktorları veya psikiyatristler genellikle onlara anksiyete bozukluğu, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, panik, Obsesif-kompulsif bozukluk, bipolar bozukluk veya depresyon gibi yanlış teşhisler koyar ve yanlış ilaç tedavisine sokar. Şiddetli vakalarda bu hastalar yazının başlangıcında belirttiğimiz hastada olduğu gibi, şizofreni olurlar, sanrılar, paranoya ve halüsinasyonlar yaşarlar, sonuçta potansiyel olarak daha tehlikeli ilaçlar verilir.
Kafein neden birinin bunları yaşamasına neden oluyor? Adrenalinin dopamini artırması, iyi hissetmeye sebep olan nörotransmiterin ve dopaminerjik reseptörlerin aşırı uyarılması ve yüksek miktarda salınması psikoz ve şizofreni ile ilişkilendirilmiştir. Kafeinden vazgeçtiğinde bazı kişilerde şizofreni kaybolur. Bazı durumlarda kafein alerjisi şizofreni olarak maskelenmiş ve hızlı bir şekilde kafeini kişinin sisteminden atmıştır.
Kafein tüketimine bağlı diğer bir ciddi durum ise anoreksiyadır. Anoreksiyaya yakalananlar tipik olarak bir miktar kahve ve diyet gazoz içer ve bunları bırakmayı reddeder. Ağır kafein tüketimi, vücutlarını ve beyinlerini daha da kötüleştirir.
Kendine Zarar Vermek ve Bilmemek
Kafein alerjisi neden daha iyi bilinmiyor ve teşhis edilmiyor? Kafein alerjisinin başlaması, alerji semptomlarının artması kafein alımından birkaç saat sonra gerçekleşebilir ve yanıt genellikle kafeinle ilişkilendirilmez. Ayrıca, insanlar kafein (Methylxonthine) aldıklarının farkında olmayabilir. Örneğin, herkes çikolatanın kafein içerdiğini bilmez. Doktorlar da kafein alerjisini nadiren teşhis eder çünkü çok az kişi bunu bilir. Çoğu doktor rutin olarak kahve alımını sormaz. İnsanlar bilmeden beyinleri de dâhil olmak üzere hayati organlarını etkileyecek kafeinli ürünler kullanmaya devam eder.
Kafein sinir sistemini başka şekillerde dengesizleştirir. Bir idrar söktürücü olan kafein, potasyum, çinko, magnezyum, kalsiyum, C vitamini ve B vitaminleri gibi birçok mineral ve vitaminin yok edilmesini hızlandırır. Bu da endişe, panik, duygu durum dalgalanmaları ve yorgunluğu artıran eksikliklere neden olabilir. Sorun, kafeinin tüketimden sonraki ilk bir saatte kan şekerini yükseltmesi, ardından enerji çökmesi ve şekerin normalin altına düşmesine neden olmasıyla ilgilidir.
En Büyük Suçlu: Kahve
Kahve özellikle kötüdür, çünkü kafeinden başka teofilin ve teobromin adlı iki uyarıcı daha içerir. Günde yalnızca dört bardak kahve bir kişiyi sinirlendirebilir ve huzursuzlaştırabilirken, sekiz bardağı biraz panik atak geçirtir. Kafein enjeksiyonları ayrıca kaygı çalışmalarına katılan sağlıklı gönüllülerde panik yaratır. Zaten endişe ve panik atak geçiriyorsanız, küçük bir kafein bile sizi rahatsız edici gergin, agresif hissettirir, atakların sıklığını ve şiddetini arttırır. Kafein, normalde sakinleştirici etkisi olan bir beyin kimyasalı olan adenosine müdahale ederek ve panik atakların üretilmesinde bir biyokimyasal olan laktat seviyelerini yükselterek panik ataklara neden olur. Bu etki altı saat kadar sürebilir ve yok olabilir.
Peki ya kafeinsiz yaşayamayan ve kafeini iyi tolere eden kafein bağımlıları? Görünüşe göre bu kişilerde de gerginlik yaşanıyor. Amerikan Psikiyatri Dergisi’nde yayınlanan bir çalışmada 1.500 psikoloji öğrencisi kahve alımına göre dört kategoriye ayrıldı: hiç içmeyenler, düşük tüketiciler (günde bir bardak veya eşdeğeri), orta (günde bir ila beş bardak) ve yüksek (günde beş fincan veya daha fazla). Orta ve yüksek kahve tüketiciler, hiç içmeyenlere göre daha fazla endişe ve depresyon belirtileri göstermişlerdir. Dahası, yüksek tüketicilerde tıbbi problemler yaşanmış, stres oranları yükselmiş, akademik performans düşüş göstermiştir. Bu bize, kafeine duyarlı olmasanız bile, çok miktarda kafein (genellikle günde 250 mg’dan fazla) tüketmenin bile fiziksel ve zihinsel sağlığınız için tehlikeli olabileceğini göstermektedir.
Kafeini Bırakmak
Kafein alışkanlığını kırmak için, kafein ürünlerini keserek işe başlanmalıdır. Kafein içeren ürünler şunlardır:
*Tüm kahve (kafeinsiz kahve hala biraz kafein içerir)
*Çaylar: siyah, yeşil, kombu çayı, mate (yerba mate) çayı
*Alkolsüz içecekler
*Enerji içecekleri: Örneğin Red Bull
*Kafeinli sular
*Kahve, mocha veya kapuçino içeren dondurulmuş tatlılar
*Ham kakao da dâhil olmak üzere çikolata (kafeine benzer bir etkiye sahip olan teofilin içerir)
*Güvenliği henüz tam kanıtlanmamış, gıda takviyesi türü NoDoz, Excedrin, Anacin, Dexatrim, Midol gibi ilaçlar
İçerik etiketleri mutlaka kontrol edilmelidir. Örneğin, kadınlar için One A Day adlı vitaminlerin bir fincan kahvedekine eşdeğer kafein içerdiği çok az kişi tarafından bilinir.
Kafeini Yavaş Yavaş Bırakın
Kafeine bağımlıysanız, yorgunluk, titreme ve baş ağrısı gibi kafeini bırakırken yaşanan semptomlardan kaçınmak için tüketiminizi kademeli olarak azaltmalısınız. Çoğu durumda, bu tür semptomlar yaklaşık dört ila altı gün sürer. Alerjiniz varsa, kafein bırakma aşamasındaki fiziksel belirtiler 12 ay veya daha uzun sürebilir ve düzelirken yaşanan semptomları ciddi olabilir. Bunlardan bazıları: hafıza kaybı, kafa karışıklığı, titreme (el, kol ya da bacaklarda), gerginlik, uykusuzluk/uyku hali ve kâbuslardır.
Kafein alışkanlığınızı atmanıza yardımcı olacak ipuçları:
*Kafeini sağlıklı ürünlerle değiştirin.
*Kahve yerine karahindiba köküyle yapılan bitkisel bir kahve için.
*Çikolata ve kakao yerine keçiboynuzu yiyin.
*Diyetinize zencefil, kırmızıbiber ve nane gibi canlandırıcı baharatlar ekleyin.
*Güne doğal enerji vericilerle başlayın.
*Saf kızılcık suyu gibi yoğun bir tada sahip olan bir şeyler için veya bir parça limonu emin.
*Çeneye çiğnemek gibi ağır bir iş yükleyen, enerji harcatan elma gibi sert bir şey yiyin.
*Soğuk bir duş alın.
*Sıçramak veya şınav çekmek gibi hızlı, yoğun fiziksel aktiviteler gerçekleştirin.
*İyimser müzik dinleyin.
*Uyarı ve enerji elde etmek için ginseng, Ashwagandha (Hint Ginsengi), meyan kökü, reishi mantarı, Rhodiola rosea (altın kök), Hypericum perforatum (sarı kantaron) gibi bitkisel, doğal maddeler kullanın.
*B6 vitamini alın.
Karaciğerinizi Detoksifiye Edin
Kafeinin verdiği gerginliğe ne kadar duyarlı olursanız, karaciğeriniz ilaçları metabolize etmede ve vücudu temizlemede o kadar az etkili olur. Mümkün olduğunca sağlıklı, tercihen çiğ, organik yiyecekler yiyerek karaciğerinizin işini yapmasına yardımcı olun. Gıdaların organik olması önemlidir, çünkü kafein çoğu meyve ve sebzede sıklıkla bir böcek ilacı olarak kullanılır. Kaliteli, düşük kalorili yiyecekler yemek, sinir sisteminize ihtiyaç duyduğu besinleri sağlar, yaşayabileceğiniz olumsuzlukları hafifletir.
Kaynakça:
https://hippocratesinst.org
https://www.thecrimson.com
http://performanslab.com
Yazar: Müşerref Özdaş